1978 yılında çıkan “Airline Deregulation Act” ile iç hatlarındaki hat, tarife ve ücret kısıtlamalarını kaldıran ABD, 1979 yılından itibaren diğer devletlerle “açık semalar” anlaşmaları yapmanın yollarını aramaya başladı.
Sektörde liberalleşmenin sağlanabilmesi halinde verilen hizmetin çeşitlenerek kalitesinin artacağı, yolcu trafiğindeki yükselişin iktisadî büyümeyi beraberinde getirip neticede daha fazla kişinin iş bulabileceği savunuluyordu.
2006 yılına gelindiğinde ABD toplam 76 ülke ile ikili “açık semalar” anlaşması yapmış durumdadır.
Öte yandan Avrupa Birliği (AB) ile ABD arasında yıllar süren görüşmelerden sonra 18 Kasım 2005’te bir anlaşmaya varıldı. Görüşmelerin bu denli uzamasının başlıca dört sebebi bulunuyordu:
1- Kabotaj Hakkı: ABD ve Avrupa’daki büyük havaalanlarının “hub & spoke” yapısına açılması.
2- Amerikan havayolu şirketlerinin yabancı mülkiyetine açılması. (Hem kendi havayollarını korumak hem de askerî ihtiyaç halinde kullanmak üzere ABD, havayollarında bulunan yabancı mülkiyeti oranını kısıtlıyor)
3- ABD ve AB havayolu sektörlerindeki vergi düzenlemeleri
4- Anti-tekel (antitrust) düzenlemeler
Anlaşmanın hem ABD hem de AB’ye üye 25 devlet tarafından onaylanması gerekiyor. Ancak bu gelişmenin ardından, yıllardır açık semalar kavramanın lokomotif ülkesi konumundaki ABD’de beklenmedik itirazlar yükselmeye başladı.
11 Eylül saldırılarının ardından kurulan “korku imparatorluğu”, Amerikalıların her türlü yabancı etkiye şüphe ve ön yargıyla bakmasına yol açmaktadır. Bu sebeple yukarıda ikinci maddede belirttiğimiz konu ile ilgili olarak Amerikalı havayolları, sendikalar, kongre üyeleri gibi etki grupları açık semalara karşı 2006 başından itibaren açıktan açığa muhalefet etmeye başladılar.
Zira yabancıların Amerikalı havayollarında hisse satın alıp söz sahibi hale gelmeleri büyük bir millî tehlike olarak algılanıyor. Bu yüzden Haziran ayında onaylanması hedeflenen yasa tasarısının, kanunî prosedür gereği en erken Ekim ayında imzalanabileceği anlaşılıyor.
Fakat 10 Ağustos 2006 tarihinde İngiliz polisinin yaptığı açıklamalar, nasıl bir “Orwellian” dünyaya doğru yol aldığımızı göstermesi açısından son derece çarpıcıdır.
Her halde bu gelişme, ABD’nin on yıllardır sürdürdüğü açık semalar politikasının en azından bir süre daha rafta beklemesine, göklerdeki bulutlanmanın artmasına sebep olacaktır.
[1] http://amelia.db.erau.edu/reports/Dereg.pdf
[2] http://www.intervistas.com/4/reports/2006-06-07_EconomicImpactOfAirServiceLiberalization_FinalReport.pdf
[3] http://www.state.gov/e/eb/rls/othr/2006/22281.htm
[5] http://news.bbc.co.uk/1/hi/business/4451440.stm
[6] http://www.spiegel.de/panorama/0,1518,430971,00.html
[7] http://classiclit.about.com/od/nineteeneightyfour/a/aa_1984quotes.htm