Türk Hava Yolları, 1967 yılında ilk DC-9 uçağını filosuna katarak jet dönemine geçmesinin ardından, geniş gövdeli tayyarelere ilgi duymaya başlamıştı.
Bunda, artan hava yolcusu potansiyelinin yanı sıra, muhtemel bir sınır ötesi operasyonda (Kıbrıs) toplu biçimde asker taşınması ihtiyacı da önemli bir etkendi.
Böylece McDonnell Douglas DC-10-10 tipi tayyarelerden satın alınmasına karar verildi.
1972 sonu ve 1973 başında üç tanesi filoya katıldı.
Fakat 3 Mart 1974 tarihinde Paris’te (Ermenonville) meydana gelen facia, THY filosundaki DC-10 mevcudiyetinin derinden sorgulanır hale gelmesine sebep oldu.
333 yolcu + 13 mürettebat TC-JAV tescilli tayyarede hayatını kaybetmişti.
Geriye kalan iki tayyare (TC-JAU ve TC-JAY), bir süre sonra seferden çekildi. Ve nadir istisnalar dışında bir daha tarifeli seferlerde kullanılmadı. Çarter olarak görev yapmaya başladılar.
1980’lere gelindiğinde filo Airbus A310’lar ile yenilenirken, DC-10’ların satılması için çalışmalar başladı.
O tarihlerde kargo amacıyla kurulmuş bulunan ve THY’nin de hissedar olduğu Boğaziçi Hava Taşımacılığı (BHT) şirketine devredildiler.
Ancak BHT kısa süre içinde batınca, DC-10’lar yeniden THY’ye geri döndü.
Hikaye burada da bitmedi.
1990 yılında beklenen alıcı bulundu ve bu iki tayyare Federal Express adlı, dünyanın önde gelen kargo firmasına satıldı. (firmanın şu anda filosunda toplam 672 tayyare bulunuyor)
Ve geçenlerde www.airfleets.net adresinde dolanırken, bizim emektar DC-10’ların FedEx tarafından hâlâ kullanıldığını fark ettim; hayret ettim.
34 yaşında ve görev başındalar…