Ticari havayolu sektörü, outsource yani dış kaynak kullanımı yönteminin yoğun bir biçimde kullanıldığı sektörlerin başında geliyor.
Başını düşük maliyetli taşıyıcıların çektiği bu akım çerçevesinde, havayolu şirketleri bir çok konuda dışarıdan kaynak desteği almakta.
Dış kaynak kullanımındaki trend bu şekilde devam ederse, önümüzdeki yıllarda birer konsorsiyum haline dönüşmüş havayolu şirketlerine rastlayabiliriz:
Pilot A.Ş + Hostes A.Ş + Teknik A.Ş + FFP A.Ş + Call Center A.Ş + WWW A.Ş + Handling A.Ş + Eğitim A.Ş + AR-GE A.Ş + İkram A.Ş + BT A.Ş = MESH AIRLINES
Şimdi de Frequent Flyer programlarının satılması gündeme gelmiş.
Ki zaten 2005 yılında Air Canada’nın kendi programını (Aeroplan) satmış olması, bu sürecin ilk adımının atılmış olduğunu gösteriyor.
Sık uçan yolcu programlarının gidişatının ne yönde olacağı biraz tartışmalı.
Bir taraf bu programlarda gelecek görürken; farklı düşünenler ise önümüzdeki 5 yıl içinde bu işin eski öneminin kalmayacağını savunuyor.
Havayolu 101’e göre, sık uçan yolcu programları ‘Product Cycle‘ın son evresine gelmiş durumda.
Şu an en kârlı aşamadalar. Dolayısıyla müşteri bulma konusunda fazla zorluk çekmezler. Ama bir kaç sene sonra şu anki cazibelerinden çok uzakta olmaları muhtemel.
Tabiî bu görüşe en büyük dayanak, havayolu sektöründeki ‘mallaşma‘ sendrom ve fenomeninin devam edeceği varsayımı.