Havayolu 101’in yayın hayatına başladığı 2006 yılında kaleme aldığım ilk konulardan bir tanesi, çöle parketmiş uçaklardı.
O dönemde ABD sivil havayolu sektörü her zamanki bilindik krizlerinden birisini yaşamakta ve çöle park edilen ıskarta uçak sayısı git gide artmaktaydı.
Göbeğinde olduğumuz küresel iktisadî kriz esnasında durum nasıl diye küçük bir araştırma yapıldığında, durumun tahmin edilenden de kötü olduğu görülüyor.
Park edilmiş uçak sayısında sadece geçen sene içerisinde %29 oranında artış yaşanmış.
Böylece dünya genelindeki toplam sayı 2302′ye yükselmiş. Bunlardan 930 tanesi ABD’li taşıyıcılara ait.
Bu uçakların bazıları kriz sonrası yeniden kullanılacak.
Ancak büyük çoğunluğu parçalara ayrılarak satılıyor.
Zaten çöle çekilen uçakların bir çoğunun motorları, yedek parça olarak kullanılmak üzere sökülmüş durumda. Koltuklar ve diğer kabin içi malzemeler de aynı şekilde, bir gün gelip başka bir tayyare ile göğe yükselmeyi bekliyorlar.
Tabii kriz filan diyoruz ama arada kâr eden havayolu şirketleri de yok değil. Bunların en önde geleni Türk Hava Yolları.
Geçtiğimiz günlerde 2008 kârını açıklayan şirket, 1.1 Milyar TL civarındaki bir rakamla kendisine ait tüm rekorları alt üst etti.
THY’nin 2009 yılı performansı da yakından takip ediliyor.
Avrupa, ABD ve özellikle Uzak Doğu şirketlerinde ise işler pek iyi gitmiyor. Arka arkaya açıklanan zarar rakamları bunun ispatı.
Önümüzdeki günlerde, “havayolu sektörü nasıl kurtulur”, sorusunun cevabını aramaya çalışacağım.