Çok uzun yıllardır devam eden kötü yönetimin bir sonucu olarak batma noktasına gelen ve zamanın İtalyan hükûmeti tarafından bir ara tamamen gözden çıkarılan; Air France’a satışı direkten dönen Alitalia’da işler yavaş yavaş düzelmeye başlıyor gibi.
Air One ile yapılan birleşme ve yeniden yapılanma operasyonunun ardından 13 Ocak 2009 tarihinde yeni bir başlangıç yapan Alitalia çok uzun bir aradan sonra ilk kez müspet bir sonuç açıkladı.
Geçtiğimiz yıllarda “günlük” zararı bir ara 2 milyon Euro’ya kadar çıkan şirket, Temmuz-Eylül döneminde 15 milyon Euro işletme kârı elde etti.
İlk iki çeyreğin sonuçları sırasıyla 210 milyon ve 63 milyon Euro “zarar” şeklindeydi.
Kârlılıktaki yukarı gidişin bir benzeri doluluk oranlarında da sağlandı. İlk üç çeyrekteki doluluk oranları %51, %65 ve %74 olarak gerçekleşti.
Alitalia yakalamış olduğu bu trendi koruyabilirse, önümüzdeki yıllar şirket için bir yeniden doğuş, bir Rönesans olabilir.
İtalyan yarımadasında durum böyleyken, Japon adasında durum hiç de iç açıcı değil.
Burada bir kaç kez değindiğimiz üzere Japon Havayolları’nda (JAL) gidişat bir hayli kötüydü.
Geçen cuma günü açıklanan üçüncü çeyrek sonuçlarıyla bu durum tescillenmiş oldu.
Geçen yılın aynı dönemini 40 milyar Yen kârla kapatan şirket bu kez 32 milyar Yen zarar etti.
Bir yıl içerisinde 350 milyon ABD Doları kârdan, 350 milyon ABD Doları zarara menfî yönde çok hızlı bir irtifa kaybının yaşandığı ortada.
British Airways’teki (BA) durumun bir benzeri diyebiliriz.
BA’deki durumdan önemli bir farkı, JAL yöneticilerinin yakın bir gelecekte şirketin mâlî durumuyla ilgili olarak herhangi bir iyileşme beklemiyor olmaları.
JAL, 2001 yılından bu yana kurtarılmak üzere dördüncü kez devlet kapısına başvurmuş durumda.