Şirketlerin üçüncü çeyrek performanslarına odaklanmışken az kalsın bu hafta başında atılan çok önemli bir adımı gözden kaçırıyordum.
IATA, kuruluş amacıyla mukayese edildiğinde, ironik bir şekilde son bir kaç yıl içerisinde havayolu sektöründe serbestleşmenin şampiyonluğunu yapıyor.
İşte bu minvalde gerçekleşen toplantı sonucunda AB, ABD ve altı devlet (Şili, Malezya, Panama, Singapur, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri) bir anlaşma imzalayarak havayolu sektöründe tam serbestlik prensibi üzerine hemfikir olduklarını beyan ettiler.
IATA önderliğinde ilki geçen sene İstanbul’da yapılan “Özgürlük Zirvesi“, önümüzdeki yıllara dönük kritik bir adım olabilir.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülkede yapılan ve muhtemel bir serbestleşmenin etkilerini tahmin etmeyi amaçlayan araştırmaya göre sektördeki serbestleşmenin gerek istihdam ve gerekse mâlî yönden büyük katkıları olacak.
Anlaşma ile atılan ilk adımda dikkati çeken en önemli nokta, imzacı devletlerin iç hat yapıları.
ABD ve AB kendi iç hatlarını yıllar önce tam rekabete açmıştı. Ancak ABD henüz yabancılara izin vermiyor.
Diğer taraftan Panama, Singapur, İsviçre, BAE gibi ülkelerde ise iç hat fiili olarak neredeyse hiç bulunmuyor; yani serbestleşme konusunda tuzları kuru.
Bakalım Türkiye ve Brezilya gibi büyük iç hat potansiyeline sahip ülkelerin tavrı ne olacak?