“The World is Curved“ adlı kitap, isim bakımından Thomas Friedman’ın “The World is Flat” adlı kitabına nazire yapsa da aslında küreselleşmenin kötü bir şey olduğundan bahsediyor değil.
The World is Curved’de sadece, kaçınılmaz bir biçimde tüm dünyayı sarmalamış olan küreselleşme olgusu hakkında gerçekçi bazı tespitlerde bulunuluyor.
Kitabın en ilginç bölümlerinden bir tanesi, hızla büyümekte olan Çin ekonomisi ile ilgili olan kısım.
Yazar David M. Smick bu bölüme girişi yaparken, 19.yüzyıl sonlarına ait bir uz görüden bahsediyor.
O yıllarda Avrupa’yı saran hararetli bir tartışma varmış:
“Acaba 20.yüzyılın süper devleti kim olacak?“
İngilizler, biraz da akrabalık bağlarından olsa gerek, bu konudaki en büyük adayın ABD olduğunu söylerlermiş.
Ya kıta Avrupası’ndakiler?
Onlara göre 20. yüzyılın süper devleti ise Arjantin olacakmış.
Hayır, yanlış duymadınız.
Arjantin, sahip olduğu geniş tabii kaynaklar, sorunsuz bir etnik yapı ve Avrupa kökenli nüfusuyla bu konuda en büyük aday olarak gösteriliyormuş.
Ama 20. yüzyıla dönük bu uz görüde kimin haklı çıktığı ortada.
Benzer şekilde bugünlerde yapılan uz görülerin de uzun vadede yanlış çıkma ihtimali bir hayli yüksek.
Sürekli büyüyeceği öngörülen Çin ekonomisinde yaşanması muhtemel bir çöküşün tüm dünyayı etkilemesi kaçınılmaz olacaktır.
Havayolu sektörü açısından baktığımızda da durum çok farklı değil.
21. yüzyıla girerken kurduğu güçlü yapıyla adeta parlayan bir yıldız durumunda olan KLM, kendi açısından zirveye ulaşmasından en fazla 2 – 3 yıl sonra Air France tarafından satın alındı.
Kim derdi ki, 1990′lı yıllarda kurduğu imparatorlukvârî yapısıyla bir İsviçre çakısı kadar işlevsel ve mukavim görünen Swiss Air, gün gelecek akaryakıt satın alacak para bulamadığından uçaklarını uçuramayıp iflas edecek.
Ya ABD’nin Pan Am, TWA, Braniff gibi şirketleri? Nerelerde acaba bunlar?
Avrupa Birliği’nin gelişimi sürecinde ticarî havayolu sektöründeki kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılacağı yıllar öncesinden belliydi.
Ama kısık sesle telaffuz edilmesi dışında hiç kimse easyJet ve Ryanair gibi şirketlerin böylesine başarılı olabileceğini tahmin edememişti.
Daha bir iki sene evvel oneworld’e katılmış olan JAL’ın şu sıralar Sky Team’e geçmeye niyetlenmesine şaşırmamak mümkün mü?
Hülasa;
bugünden geleceğe dönük olarak ticarî havayolu şirketleri arasında şu öne geçer, şu tüm pazarlarda başa güreşir gibi sözler biraz havada kalıyor.
Kimin öne geçeceği veya kimin sektörde kalacağı, şirketlerin dünya ve sektör genelindeki değişimlere ne oranda uyum sağlayabilecekleri ile belli olacak.
Kenichi Ohmae’nin de sık sık vurguladığı gibi, eski kıtada ikamet etmek, değişime direnmek yerine, yeniliklere uyum sağlayarak yeni kıtaya göç etmek şart.
Grafik: The Airline Business in the Twenty-first Century, Sayfa 68, Doganis