British Airways Grevinde Son Durum

Kütle büyük olunca, çarptığında yaptığı etki de büyük oluyor.

Yılda 35 – 40 milyon yolcu taşıyan bir şirketin kabin ekibi greve gidince, binlerce yolcunun seyahat planının etkilenmemesi mümkün değil.

Açıkçası, son anda bir anlaşma olur ve British Airways’teki grev ertelenir diye düşünmüştüm.

British Airways – Kabin Memuru Grevi (2010)

Ama öyle olmadı.

Cumartesi günü başlayan grev bugün üçüncü ve son gününde.

Ama önümüzdeki cumartesi gününden itibaren bir üç günlük grev daha var.

İki taraf da geri adım atmıyor.

Şirket yönetimi uçuşların %60 oranında yapıldığını söylerken, sendika tarafından gelen bilgiler bunun tam tersi.

BBC’nin web sitesinde bu grevle ilgili haberler arasındaki bir yorum dikkat çekici:

“Üretim sektörünü, demir – çelik sektörünü, otomotiv sektörünü bitirdiler. Bu grevle birlikte sıra havayolu sektörüne geldi. Şimdi de British Airways’i bitirecekler.” diyordu bir kişi.

British Airways’i bitirmek her ne kadar bu kadar kolay olmasa da şirketin bu işten büyük zarar göreceği muhakkak.

Ama asıl büyük zararı bizzat personelin kendisi görecek. Sendika düşmanlığı, işçi düşmanlığı, sermaye yandaşlığı filan yapıyor değilim; benimki sadece bir durum tespiti.

Gerek yakın zamandaki Olympic ve Alitalia örnekleri, gerekse 1980′li yıllarda ABD’de yaşanan Continental gibi örnekler, bu gibi zarar verici grevlerin ardından kabağın her zaman ve büyük oranda personelin başına patladığını gösteriyor.

Hak aramak için çıkılan yol bir anda çıkmaz bir sokağa dönüşüyor.

Umarım British Airways’te durum böyle olmaz ve iki taraf bir an önce bir uzlaşmaya varır.


Posted

in