Havayolu sektörünün sadakat programı kavramıyla tanışması 1981 yılına kadar gider.
1978 deregülasyonu sonrasında rakiplerine nispeten kendisini farklılaştırmak için elinden gelen her şeyi yapan American Airlines, 1 Mayıs 1981 tarihinde devreye soktuğu sadakat programıyla sektörde bir ilke imza atar.
Gerçi hemen bir hafta sonrasında United Airlines da kendi programını başlatmıştır ama ikincilikten kurtulamamıştır.
Böylece parayla satın alınan biletlerle yapılan seyahatlerden kazanılan mil puanlarıyla ücretsiz bilet satın alınabilen bir dönem başlamış olur.
O günden bu yana sadakat programları çok gelişti; çetrefilleşti.
Uçuş milleriyle uçak bileti satın almanın yanında bir çok farklı unsur programlara eklenirken, yıllar geçtikçe yolcuların hesaplarında biriken mil puanları, havayolu şirketleri için sıkıntı vermeye başlayan bir borç yığını şekline dönüştü.
Bu yüzden havayolu şirketleri, yolcularını, mil puanlarını eritmeleri amacıyla, uçak bileti yerine farklı ürünleri satın alma yönünde teşvik etmeye başladı.
Mesela American Airlines, yolcuların biriktirdikleri millerle otel konaklama veya otomobil kiralama hizmeti satın alabildiği ve bazı manuel aşamaları içeren online sistemi tam otomatik hale getirdi.
Delta Air Lines ise mille satın alınan ürünlere ait katalogdaki çeşit zenginliğini çok üst seviyeye taşıdı.
Diğer havayolu şirketlerinin de benzer yolları izleyeceğini tahmin etmek güç değil.
Zaten uçuşlardaki doluluk oranı yükseldikçe, ödül bilet almak zorlaşıyor. 2008-2009 küresel mâlî kriz sonrasında özellikle ABD ve Avrupalı havayolu şirketlerinin kapasite kısarak yüksek doluluk oranlarına ulaşması, ödül bilet ile seyahat etmeyi bir hayli zora sokmuş durumda. Zira bu tip biletler için ayrılan kontenjan son derece sınırlı.
Buna bir de yılın belli zamanlarındaki (bayram, yılbaşı gibi) kısıtlamalar eklenince, ödül bilet satın almak hem meşakkatli hem de pahalı bir hale geliyor. Bu yüzden program üyesi yolcular, birikmiş millerini uçak seyahatinde olmasa bile başka noktalarda kullanmak istiyor.
İşte bu noktada, yani millerle uçak bileti mi yoksa katalogdan bir ürün mü satın almak daha mantıklı noktasında, bir milin maliyetini hesaplamak gerekiyor ki, gelir yönetimi sistemlerinin hâkim olduğu ve bilet fiyatlarının sürekli değiştiği günümüz havayolu sektöründe çok da kolay bir iş değil.
Ama basit bir deneme yapalım:
Mesela şu an itibarıyla 1.000 Lira’ya satın alabileceğimiz bir biletin ödül puan karşılığının 25.000 mil olduğunu var sayalım. Bu durumda bir milin parasal değeri 4 Kuruş oluyor.
Şimdi de, bilet satın almak yerine ürün kataloğunda bulunan ve 50.000 mile satılan bir iPad’i (64 GB, Wi-Fi+3G) tercih etmeye niyetlenelim.
Bir milin değeri 4 kuruş olduğuna göre, 50.000 millik bir iPad 2.000 Lira’ya geliyor. Yani yaklaşık 1.500 ABD Doları.
Oysa aynı ürün Amazon.com’da 908 Dolar’a müşteri bekliyor.
Netice:
iPad’i mil puanlarınızla havayolu şirketinin kataloğundan satın almak, pek de akıl kârı görünmüyor. 🙂
Zaten giyim, elektronik eşya ve gıda ürünleri, mil kataloglarındaki seçenekler arasında yolcu açısından en dezavantajlı olanları.
Otel ve otomobil kiralaması ise belki de sektörel yakınlıktan ötürü en makul olanlar.
Küçük bir bilgi:
Mil ile katalogdan satış yapma işinde uzmanlaşmış yazılım firmaları bulunuyor.
ezRez, portföyünde bulunan Air Asia, American Airlines, Azul, JetBlue, LAN, TAM gibi havayolu şirketleriyle bu alanda ön plana çıkıyor.
Hülasa; şu soruyu soralım ve noktalayalım:
“Biriktirdiğiniz uçuş milleri ile biftek satın almak ister misiniz?”
Eğer cevabınız olumluysa, buyurun Delta Air Lines’ın SkyMiles sofrasına; pardon programına. 🙂