Amerika kıtası her zaman oradaydı ama Kristof Kolomb tarafından keşfedilip, Amerigo Vespucci‘nin adıyla anılır olana kadar adeta yok sayılmıştı.
Hayatın her alanında oluyor böyle şeyler.
“Crowdsourcing” de işte bunlardan bir tanesi.
2006 yılının Haziran ayında Wired dergisi için kaleme aldığı bir makalesinde bu kelimeyi ortaya atan Jeff Howe, adeta bu işi keşfeden kişi olmuştur.
Oysa crowdsourcing denilen şey bizim daha ilkokulda öğrendiğimiz “imece” usulünün bir versiyonundan başka bir şey değil.
Hem imeceyi, hem de crowdsourcing’i, bir çok kimsenin el birliği ederek, bir kişinin veya bir topluluğun işini yapması diye tanımlayabiliriz.
Özellikle Web 2.0 kavramının yaygınlaşmasıyla birlikte şirketler bu uygulamaya daha fazla önem verir oldu. Çok daha fazla iş, müşterilerin veya gönüllülerin yardımıyla yapılır hale geldi.
On binlerce TL tutabilecek projeler, çok basit yarışma veya kampanyalar yoluyla, son derece ucuza mal ediliyor artık.
Hatta Innocentive gibi oluşumlar bu işi daha da öteye taşımış durumda.
Sorunlar web ortamında ilan ediliyor ve bunları çözecek olanlara ufak tefek ödüller veriliyor. Belki de çok daha yüksek tutarlara çıkabilecek konular, 10 – 15 bin Dolar gibi rakamlarla hallediliyor.
Web 2.0 çağında crowdsourcing uygulaması sekiz adımda özetlenebilir:
- Şirketin çözüm bekleyen bir sorunu vardır
- Bu sorun online mecralarda yayımlanır
- Soruna ilişkin çözümlerin gönderilmesi istenir
- Çözümler kişiler tarafından şirkete online ortamda sunulur
- Ya bir profesyonel ekip tarafından, ya da yine online ortamda kişiler tarafından çözümler değerlendirilir
- Çözümü kabul edilen kişiye küçük bir ödül verilir
- Çözümün mülkiyeti şirkete geçer
- Şirket kâr eder
Crowdsourcing uygulaması havayolu şirketleri tarafından da sıkça başvurulan bir uygulama haline geldi.
Airlinetrends’te verilen bir haberin içinde ilgimi en fazla, Emirates’in düzenlediği mini çalışma çekti.
Emirates’in sık uçan yolcu programı Skywards’ta üç üye segmenti bulunuyor; Blue, Silver ve Gold. Dolayısıyla üyelere verilen kartların üç farklı tasarımı bulunuyor.
Önümüzdeki dönemde kart tasarımlarını yenilemek isteyen Emirates, bir hayli başarılı bir crowdsourcing çalışmasına imza attı.
“Future Artists” gibi katılımcılara hoş gelebilecek bir isim altında düzenlenen yarışmanın sonuçları 25 Eylül’de açıklandı.
Buna göre, Gold üyelere verilen kartların üzerinde Nedim Kufi tarafından hazırlanan görsel çalışmanın, Silver segmentinde de Amir Vafaei’in Türkmen kilim motiflerinden esinlenerek oluşturduğu tasarım bulunacak.
Son segmentteki (Blue) tasarım ise Kambiz Sabri’ye ait.
Böylece Emirates, profesyonel tasarımcılara yüzbinlerce Dolar ödeyerek hazırlatabileceği tasarımları toplam 5000 Dolar’a kotarmış oluyor.
Zaten crowdsourcing kavramının en fazla eleştirilen yönü de burası. Büyük kapitalist firmaların, bu yolla amatörleri çok ucuza çalıştırarak profesyonellere zarar verdiği iddia ediliyor.
Pek iyi; crowdsourcing’in Türkçesi ne?
Kalaba – kaynak veya kitle – kaynak filan mı?