Tâli gelirler (ancillary revenue) denince akıllara genelde; uçuş esnasında sunulan yeme-içme, internet bağlantısı, çağrı merkezi üzerinden yapılan rezervasyonlar, otel-otomobil kiralaması, ek bagaj, koltuk seçimi, öncelikli boarding gibi hususlarda yolculardan tahsil edilen ilave ücretler geliyor.
Geçen sene Havayolu 101’de tâli gelirlerin ne boyuta ulaştığını ele alan bir yazı yazmış ve şirketlerin açıkladığı rakamlara göre dünya genelindeki ilk 10 şirketi sıralamıştık.
Bu yıl da yine Amadeus’un sponsorluğunda IdeaWorks firması tarafından hazırlanan tâli gelirler listesindeki rakamlar (1 Haziran 2011 tarihli açıklama), sektörü yakından takip edenlerin gözlerini fal taşı gibi açtıracak büyüklüğe ulaşmış durumda.
2010 yılı için 47 havayolu şirketi tarafından açıklanan tâli gelirler geçen yıla nispeten %38 oranında artarak toplamda 21,5 milyar USD mertebesine ulaşmış durumda.
Geçen sene olduğu gibi bu sene de dikkatleri çeken en önemli husus, network taşıyıcıların tâli gelirlere gösterdiği hassasiyetin giderek artıyor oluşu.
Özellikle uçuş esnası internet bağlantısı, film, yemek, özel yolcu salonu kullanımı gibi konularda yolculardan para tahsil edilir hale gelinmesi, önümüzdeki dönemde de tâli gelirlerde ciddi artışlar görülmesini sağlayacak gibi.
Ama bu listeye bakarken şunu gözden kaçırmamak gerekiyor.
Tâli gelirler toplamına, havayolu şirketlerinin sık uçan yolcu programından elde ettiği mil gelirleri de dahil. Örneğin Qantas’ın toplam rakamının 835 milyon Euro’luk bölümü buradan geliyor.
Her ne olursa olsun, tâli gelirler artık network taşıyıcılar için de vazgeçilmesi mümkün olmayan bir gelir kalemi konumuna gelmiş durumda.
Ryanair’in çılgın CEO’su Michael O’Leary’nin yıllar önceki ön görüsü acaba bir gün gerçek olur mu?
O’Leary, “gün gelecek, tâli gelirler sayesinde yolculardan uçak bileti için para talep etmeyeceğiz.” demişti.