Bundan neredeyse dört yıl önce, ABD’deki hava trafiği özellikle bazı bölgelerde durma noktasına gelince, yetkililer bu meseleye bir neşter vurmak istemişler ve bazı girişimlerde bulunmuşlardı.
2 Ekim 2007 tarihli yazımda bu meselenin Başkan seviyesinde değerlendirilmekte olduğunu söylemiştik.
Hemen ardından da aynı yılın Kasım ayında, ABD’nin yıl içerisinde en yoğun hava trafiğini yaşadığı Şükran Günü tarihlerine denk gelen beş gün boyunca ülkenin doğu kıyılarındaki askerî hava koridorlarının, sivil şirketlere açılmasına karar verildiğini belirtmiştim.
Aradan geçen dört yıla rağmen ABD’nin hava trafiği yoğunluğuna henüz kesin bir çözüm bulunabilmiş değil.
Bu sorunu çözmek için yine Başkan seviyesinde bir girişim gündeme geliyor.
GPS bazlı hava trafik kontrol teknolojisi olan NextGen’e olan devlet desteği artırılıyor.
Bu teknoloji sayesinde uçaklar, mevcut sisteme nazaran, bir birlerine daha yakın bir biçimde ve daha düz bir rota üzerinde uçabilecekler.
Böylece tehirlerin ve uçuş sürelerinin üçte bir oranında azalacağı hesaplanıyor.
Tahminler doğru çıkarsa, bu sistem havayolu şirketleri ve yolcuların milyarlarca dolarlık tasarruf edebilmesi anlamına geliyor.
Daha az akaryakıt sarfiyatı, daha az karbon emisyonu, daha fazla uçuş emniyeti…
Ancak ABD Federal Havacılık Dairesi FAA’in tahminlerine göre GPS bazlı sistemin ABD geneline yaygınlaştırılabilmesi için 2020 yılına kadar beklenmesi gerekiyor.
Bu kadar uzun bir süreye kimsenin tahammülü yok.
Bu noktada, bağlantısını verdiğim makalenin yazarı Peter Orszag şöyle bir tavsiyede bulunmuş:
Hava trafik kontrol işini FAA’in uhdesinden alarak özelleştirmek.
Orszag bu noktada Kanada’yı örnek gösteriyor ve NAV Canada adı altındaki kuruluşun, hava trafiğini emniyetli ve verimli bir biçimde idare ettiğini söylüyor.
Küresel iktisadî kriz sebebiyle son bir kaç yıldır artış hızı duran ABD hava trafiği bakalım önümüzdeki yıllarda ne gibi gelişmeler gösterecek.