Bir ülkenin ekonomisinde işler kötü gitmeye başladığında, durumu toparlamak hiç de kolay olmuyor.
Çaresiz kalan hükümetler, devletin elinde ne var ne yok, satmak zorunda kalabiliyor.
Hatta bazen durum daha da kötü olabiliyor.
Ekonomik ve siyasî belirsizlikler o kadar artıyor ki, satışa çıkarılan devlet mülküne uygun müşteri bulmak dahi imkânsız hale gelebiliyor.
Geçtiğimiz yaz mevsiminde İspanyol hükümeti tarafından satışa çıkarılan Madrid ve Barselona havalimanları şimdilik elde kaldı.
Kasım ayının sonuna kadar satılması planlanan bu iki havalimanında, devlet mülkiyetinde bulunan %90’lık hissenin elden çıkarılması hedefleniyordu.
Söz konusu havalimanlarının işletme ruhsatı, 20 yıllık bir süre için devredilecekti.
Böylece Madrid Barajas’tan 3,7 milyar Euro ve Barselona El Prat’tan 1,6 milyar Euro gelir elde edileceği tahmin ediliyordu.
Ayrıca, işletme hakkını elde eden firmalar, havalimanlarının yıllık gelirinin %20′sini devlete aktaracaktı.
2012 tahminlerine göre bu rakam Madrid için 150 milyon, Barselona için 80 milyon Euro mertebesinde gerçekleşecekti.
Ancak hem bu fiyatların alıcılar tarafından yüksek bulunması, hem de gerekli finansmanın sağlanması hususunda yaşanan sıkıntılar, Kasım ayında yapılacak genel seçimleri muhalefet partisinin kazanması ihtimali ile birleşince, Madrid ve Barselona havalimanlarının satışı üç ay ertelendi.
İktidara gelmesine kesin gözüyle bakılan Halk Partisi, iktisadî zorluklar ileri sürülerek devlet mallarının satışına sıcak bakmıyor.
Bu yüzden de söz konusu iki havalimanının en azından bir süre daha özelleştirilmeyeceği gelen haberler arasında.
Görünen o ki son dönemde özellikle Avrupa Birliği merkezli olarak yeniden hortlayan küresel mâlî kriz, havayolu sektörünün tüm aktörlerini derinden etkilemeye devam edecek.