Küresel ekonominin en önemli unsurlarından olan havayolu sektörünün en göz önünde bulunan, en parlak üyeleri hiç kuşku yok ki, ticarî havayolu şirketleri.
Ancak işin enteresan tarafı, sektörün en düşük kâr marjıyla çalışan bölümü de yine havayolu şirketleri tarafından oluşturuluyor.
IATA eski Başkanı Giovanni Bisignani, 2005 yılındaki bir açıklamasında mealen şöyle diyordu:
“Uçak üreticileri, rezervasyon şirketleri, havaalanı işletmecileri…Havayolu sektöründe herkes kâr eder; havayolu şirketleri müstesna. Havayolu şirketleri uçuş hizmetini verir ama istikrarlı biçimde kâr etmede kronik problem yaşarlar.”
Havayolu sektörüyle ilgili bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, havayolu şirketleri için son 15 yılın kâr-zarar durumuna bir bakalım.
IATA tarafından hazırlanan grafik, 1995 – 2011 yıllarını kapsıyor.
1990’lı yılların ikinci yarısında dünya genelinde iktisadî açıdan yaşanan nispeten olumlu ortam, havayolu şirketlerinin performansına da yansımış.
Şirketler toplamda, pek görülmeyen bir şekilde üst üste tam altı yıl kâr etmiş.
2001 yılında önce ekonomik yavaşlama ve hemen ardından gelen 11 Eylül olaylarıyla birlikte havayolu şirketleri, uzun sürecek bir kaos dönemine adım atmış.
2011 yılı sonucu tahminî olmak üzere, bu 11 yıllık süreçte havayolu şirketleri sadece dört kez kâr etmeyi başarabilmiş.
2001 – 2005 döneminde şirketler arka arkaya tam beş yıl zarar etmiş.
2008 – 2009 küresel mâlî krizinin hemen ardından hızla toparlanan ve 2010 yılında gerek EBIT ve gerekse net sonuçlar açısından ciddi manada kâr eden havayolu şirketlerinin bu geri dönüşü pek de uzun soluklu olamamışa benziyor.
Zira 2011 yılında düşüşe geçen kâr miktar ve oranının, mevcut şartlar değişmezse, 2012 yılında daha da aşağı gitmesi bekleniyor.
Öte yanda, küresel ekonominin gidişatıyla ilgili olarak 2012 yılının ikinci yarısından itibaren toparlanma yaşanabileceğini söyleyen analistler bulunuyor.
Bakalım bu muhtemel toparlanma, havayolu şirketlerini nasıl etkileyecek?