New York ham petrol fiyatının 103, Brent fiyatının 114 ABD Doları’nı aştığı günleri yaşıyoruz.
İran’ın gizli bir nükleer silahlanma programı yürüttüğü iddiasındaki ABD’nin başını çektiği Batı, bu ülkeden petrol ithal etmeme konusunda anlaşmaya varmış gibi görünüyor.
Zaten 30 yılı aşkın bir süredir gergin olan Batı – İran ilişkileri böylece yeni ve sonu pek de belli olmayan bir aşamaya geçiş yapmış oluyor.
Pek iyi; Batı ile İran arasındaki bu kriz, havayolu sektörünü nasıl etkileyecek?
Hemen geçen senenin Nisan ayına gidiyoruz.
Almanya, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), İran menşeli yolcu uçaklarına (İran Air ve Mahan Air) akaryakıt ikmâli yapmadığını iddia eden İran, buna karşı bir misilleme olarak Avrupalı havayolu şirketlerine akaryakıt arzını kesmişti.
Bunun sonucunda, Tahran’a sefer düzenlemekte olan Avrupalı havayolu şirketlerinden Alitalia, Austrian ve KLM, uçuş rotalarında, en azından bir süreliğine, değişiklik yapmak zorunda kalmış, Alitalia, Tahran seferlerini Ankara üzerinden icra ederken, Austrian Bakü’yü ve KLM de Atina’yı tercih etmişti.
Yani henüz krizin şu aşamasında bile havayolu sektörü, hem artan akaryakıt maliyetleri hem de karşılıklı olarak havayolu şirketlerinin yaşadığı sıkıntılar bakımından zarar görmekte.
Krizin daha da derinleşmesi halinde havayolu şirketleri ne yapacak?
Herhalde bölgemizde hiç kimsenin temenni etmeyeceği böyle bir durumda, petrol fiyatlarının yükselmesinin dışında, Suriye örneğinde olduğu gibi iş, İran’la Batı bloğu arasındaki hava trafiğinin durma noktasına varmasına kadar gidebilir.
Neticede, kârlılık açısından küresel ekonomideki gelişmelerin kaymağını bir türlü yiyemeyen havayolu şirketleri, bir kez daha uluslararası ilişkilerde yaşanan gerilimin kurbanı olabilir.
Not: ABD Başkanı Barack Obama tarafından 2011’in son günü imzalanarak kanunlaşan bir tasarıyla ABD, İran Merkez Bankası ile iş yapmayı sürdüren tüm yabancı kurumların cezalandırılacağını ilan etmişti.