Airbus A380 henüz proje aşamasındayken resmî yolcu seferlerine başlaması için konulan hedef, 2003 yılıydı.
Fakat bu dev tayyarenin ilk deneme uçuşu ancak 27 Nisan 2005’te gerçekleştirilebilmişti.
Singapore Airlines bayrağı altında ilk resmî yolcu seferi yapıldığında ise takvimler 24 Ekim 2007 tarihini göstermekteydi.
Şimdi gelin, A380’in proje dönemine hızlıca geri dönelim.
ICAO Journal’ın Eylül 1997 sayısının kapak haberi, o zaman için A3XX olarak adlandırılan A380’in, devasa ebadı sebebiyle havalimanlarına yapacağı planlama ve tasarım etkilerine ayrılmış.
73 metreyi bulan uzunluğu, 80 metrelik kanat açıklığı, 24.5 metrelik yüksekliği ve 569 tonluk maksimum kalkış ağırlığı ile günümüz itibarıyla dünyanın en büyük yolcu uçağı unvanını elinde bulunduran Airbus A380’in, havalimanlarının çehresini değiştirmesi kaçınılmazdı.
ICAO Journal’ın haberinde; pist genişliği, apron sahası, taksi yolları, yolcu köprüleri, park alanları, meydan zemininin taşıyabileceği maksimum ağırlık gibi bir çok noktada, A380’e göre değişiklikler yapılması gerektiği vurgulanmış.
Haberde özellikle, havalimanlarının teknik özelliklerinin nasıl değişeceği ve bu güncellemelerin ICAO’nun resmî dokümanlarında (Annex 14 – Aerodromes) ne şekilde yer alacağına değinilmiş.
Sadece meydan tarafı değil, yolcu terminallerinin de A380’e göre yeniden yapılandırılması gerektiği yine aynı haberde yer alan bir başka konu başlığı.
500’den fazla yolcunun aynı uçağa binecek ve uçaktan inecek olduğu düşünüldüğünde, süper jumbonun sefer yaptığı havalimanlarının, buna özel biniş kapıları (gate) ve yolcu bekleme alanlarının olması gerektiği aşikâr.
Teknoloji gelişiyor, dünya küreselleştikçe havayolu seyahatine olan talep artıyor.
Yeni uçak modelleri, yeni havalimanları her zaman gündemde kalmaya devam ediyor; devam edecek.
Nasıl ki ilk yolcu jetlerinden olan Boeing 707 ve DC-8, 1960’lı yıllarda havalimanlarının yeniden tasarlanmasını mecbur kıldıysa, A380 ve gelecekteki muhtemel yeni uçaklar da günümüz meydanlarını şekillendirmeyi sürdürecek.