Four Pillars Hotel, sosyal medya uygulamalarının seyahat sektörü üzerindeki etkilerini ölçen bir çalışma hazırlatarak bunu blog sayfasında yayımladı.
Her ne kadar aksi iddia edilse de, aslında sosyal medya mecralarının kullanıcılar üzerindeki etkisi henüz tam olarak ölçülebilmiş değil.
Bununla birlikte, bir haberin veya görüşün kulaktan kulağa yayılması gibi düşünüldüğünde, sosyal medyanın olumlu ya da olumsuz etkisi son derece yüksek olabiliyor.
Özellikle seyahat planının yapılması aşamasında; gidilecek yerden, havayolu şirketi seçimine, kalınacak otelden, yemek yenilecek restoranlara kadar bir çok şey, tanıdıklar veya güvenilen kişilerin fikir ve tavsiyelerine göre şekilleniyor.
Ve sosyal medya, bu gibi fikir ve tavsiyelerin kolayca yayılmasına imkân veren son derece kullanışlı bir ortam sunuyor.
Sosyal Medya Arastırmasının Sonuçları
Yan tarafta görülen infografik, hayli çarpıcı sonuçlar içeriyor.
Son altı yıllık dönemde Google’da yapılan “Hotels in (şehir adı)”, yani hotels in Istanbul gibi aramaların hacminde %70’e varan gerileme tespit edilmiş.
İnsanlar böyle bir arama yapmak yerine Kayak, TripAdvisor, Expedia gibi online seyahat arama ve rezervasyon sitelerini tercih ediyor.
Bu durumun en önemli sebebi yukarıda belirttiğimiz arama kalıbının Google’daki sonuç sayfasının adeta bir reklam pazarına dönmüş olması.
Kişilerin otel arama eğiliminin bu denli radikal bir biçimde değişmesinde, online seyahat arama ve rezervasyon sitelerinin son yıllarda kaydettiği gelişmeler de büyük rol oynuyor.
Amerikalı turistlerin %38’i, dünyanın geri kalan kesiminin ise %64’ü seyahatleri esnasında sosyal medyayı kullanmaya devam ediyor.
Bu noktada en dikkat çekici olan şey, seyahat esnasında sosyal medyayı kullanan Amerikalıların %32’si, diğer kesimin ise %22’si, anı ve tecrübelerini blog ortamında düzenli bir biçimde kayıt altına alarak, meraklıların beğenisine sunuyor.
Yurt dışına seyahat edenlerin %85’i gittikleri yerde cep telefonunu kullanırken, %30’luk bir kesim otel ve uçak rezervasyonlarını yaparken, mobil uygulamalardan faydalanıyor.
İçinde bulunduğumuz onyılın sonuna doğru bu oranın çok daha yüksek bir seviyeye ulaşacağını tahmin ediyoruz.
İşin güven, itimat tarafına bakıldığında, kişilerin %92 gibi hayli yüksek bir oranla, tanıdıkları kişilerin tavsiyelerini, reklamlara yeğlediği ortaya çıkıyor.
Online müşteri yorumlarına olan güven oranı da %70 seviyesinde.
Belki de sosyal medya ortamlarında yapılan samimi paylaşımların bu denli etkili olmasının altında yatan en önemli sebep bu.
Zira televizyon, dergi ve gazete reklamlarının potansiyel turist nezdindeki itibarı ancak %47 mertebesinde kalmış.
Facebook kullanıcılarının %52’si, arkadaşlarının tatil fotoğraflarının tatil planları konusunda ilham verici olduğunu belirtmiş.
Yaptıkları tatil planını, sosyal medya üzerinden gerçekleştirdikleri araştırmanın sonucunda değiştirenlerin oranı da aynı; %52.
Yüksek sayılabilecek bu oran, sosyal medyanın, tatil planları üzerindeki etkisine güzel bir örnek.
Online müşteri yorumlarına bakarak, kalmayı planladığı oteli değiştirenlerin oranı %33 olurken, %7’lik bir kesim gideceği yeri, %10 kalacağı tatil köyünü ve %5’lik bir kesim de yolculuk yapacağı havayolu şirketini değiştiyor.
Güzel bir crowdsourcing örneği olan bu yorumlar gerçekten hazine gibi.
Tatil dönüşünde otel değerlendirmesi yazanların oranı %46 ve yemek yedikleri restoranları yorumlayanların oranı %40 olurken, %76’lık bir kesim sosyal medya ortamlarında tatil fotoğrafı paylaşıyor.
%55’lik bir kesim de, tatilini geçirdiği yere ait Facebook sayfasını beğeniyor.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz.
Sosyal medya uygulamaları henüz emekleme aşamasında olmasına karşın, insanların tercihlerini etkilemede daha şimdiden büyük rol oynar hale geldi.
Dijitalleşme olgusunun gelişmesine paralel bir biçimde, bu uygulamaların seyahat sektörüne yansımaları çeşitlenerek ve güçlenerek devam edecek.