Scandinavian Airlines veya daha bilinen adıyla SAS; İsveç, Danimarka ve Norveç devletlerinin bir araya gelmesiyle 1 Ağustos 1946 tarihinde kurulmuştu.
Doksan civarında noktaya sefer düzenleyen SAS’ın ana hub’ı Danimarka’nın başkenti Kopenhag olurken, Norveç’in başkenti Oslo ve İsveç’in başkenti Stokholm de tabii olarak şirketin uçuş ağında önemli bir yere sahip.
Bölgesel taşıyıcılar Blue1 ve Wideroe de dahil edildiğinde, SAS’ın hizmet verdiği yolcu sayısı yılda 27 milyonu aşıyor.
Uçulan havalimanı sayısı 130’u, uçak sayısı ise 215’i buluyor.
Şu an itibarıyla şirketin %21,4’ü İsveç devletine aitken, Danimarka ve Norveç devletleri %14,3’er paya sahip.
Üç devletin toplam payı tam %50 seviyesinde.
SAS, 4Excellence adı verilen ve Ticaret (Commercial Excellence), Satış (Sales Excellence), İşletme (Operational Excellence) ve İnsan (People Excellence) noktalarında mükemmeliyeti amaçlayan program ile dönüşerek kendisini değişen pazar şartlarına uyumlu hale getirmeye çalışıyor.
Böylece bir yandan maliyetler azaltılırken, diğer taraftan da sürdürülebilir kârlılığa ulaşılması hedefleniyor.
SAS’ın nihaî hedefi, Kuzey Avrupa’nın bir numaralı havayolu şirketi olmak.
SAS Zor Durumdan Kurtulabilecek mi?
SAS, iddialı hedeflere sahip olmasına karşın, uzun zamandır içerisinde bulunduğu kriz durumundan bir türlü kurtulamıyor.
Şirket son olarak, Norveç’te yayımlanan Adressa gazetesi tarafından “devlet tarafından desteklenen, ölüm döşeğindeki bir dinozor” olarak tanımlandı.
Bu ağır benzetme, SAS’ın önümüzdeki dönemde maaş düşürme, işten çıkarma ve gayrımenkul satışı yapma gibi tedbirlere başvuracağını açıklamasının ardından geldi.
Bir zamanlar İskandinav işbirliğinin parlayan bir yıldızı ve örneği olan SAS’ın içerisine düştüğü bu zor durumun arkasında, son 10-15 yıl içerisinde havayolu sektöründe hızla değişen pazar şartları yatıyor.
Deregulasyon, küresel ticaret ve artan rekabet, SAS için tam anlamıyla bir paradigma kaymasına yol açtı.
SAS’ın yolcu trafiğinin çok büyük bir çoğunluğu Avrupa ve İskandinavya içerisinde bulunuyor.
Kıtalararası yolcu trafiği bir hayli sınırlı oranda kalıyor.
Öte yandan yaşlanan filo, personele iş garantisi ve yüksek maaşlar, maliyetlerin bir türlü istenen düzeye çekilememesine yol açıyor.
Aslına bakılacak olursa bu fotoğraf, şirketin içersinde bulunduğu zor durumu açıklamaya yetiyor da artıyor.
Zamanında kalkış oranı ve yolcu memnuniyeti açılarından sektör genelinde zirveye oynayan SAS, mâlî performans bakımından önde gelen rakipleri arasında son sıralarda yer alıyor.
Fikir vermesi açısından bir kıyaslama yapmak gerekirse, 2011 yılında, arz edilen koltuk km başına düşen birim maliyet Norwegian‘da 8 US Cent mertebesindeyken, SAS’ta bu rakam 13 US Cent civarında gerçekleşti.
Aynı yıl içerisinde vergi öncesi sonuçlara göre Norwegian 30 milyon USD kâr elde ederken, SAS, 250 milyon USD zarar açıklamıştı.
SAS’ın son 10 yıl içerisinde toplamda 2 milyar USD’ye yakın zarar ettiği tahmin ediliyor.
Şirket, 2007 yılından bu yana yıllık bazda kâr edemiyor.
SAS: 4Excellence Next Generation
Bu gelişmeler altında SAS yönetimi, 4Excellence Next Generation (4XNG) adını verdiği ikinci yeniden yapılanma planını devreye soktuğunu duyurdu.
Yeni sendikal düzenlemeler, idarî işlerin merkezileştirilmesi, personele sağlanan ek faydaların piyasa seviyelerine çekilmesi, emeklilik şartlarında değişiklikler ve çağrı merkezi ile yer işletme hizmetinin dış kaynak kullanımı yoluyla sağlanması, bu yeni planda yer alan en önemli konu başlıkları.
Bu sayede yılda 450 milyon USD civarında tasarruf sağlanması hedefleniyor.
SAS ayrıca, 2013 yılı içerisinde İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’dan, aralarında Antalya ve Alanya’nın da bulunduğu 45 yeni noktaya sefer başlatacağını açıkladı.
Gerçekleşmesi durumunda bir sektör rekoru olabilecek bu girişimin ne kadar başarılı olacağı ise son derece tartışmalı.
Zira yeni destinasyon listesinde, San Francisco haricinde Avrupa dahilindeki hatlar bulunuyor.
Bir yandan 4XNG planı, diğer taraftan açılacak yeni hatlar ile SAS’ın önümüzdeki 12 aylık dönemde kâr eder hale getirilmesi amaçlanıyor.
Moments of Truth
SAS benzer şekilde, 1970’li yılların sonlarında da derin bir krizin içerisinde bulunmaktaydı.
Şirket 1980 yılında, İsveç’teki bölgesel bir havayolu şirketi olan Linjeflyg’in başarılı genel müdürü Jan Carlzon’a emanet edilmişti.
Carlzon liderliğinde girişilen bir yeniden yapılanma projesi kısa sürede isteneni vermiş ve şirket yeniden parlak günlerine dönmeyi başarmıştı.
Bakalım bu kez aynı şey yaşanacak ve SAS’ın günümüzdeki genel müdürü de, Moments of Truth benzeri bir kitap kaleme alabilecek mi?