1980’li yılların başından itibaren havayolu şirketlerinin etkin bir araç olarak kullanmaya başladığı gelir yönetimi sistemleri, ticaretin en temel, en klasik denklemlerinden olan [maliyet + kâr = fiyat] kavramını adeta çöpe attı.
Aynı uçuş hizmeti için, farklı kurallara sahip onlarca farklı bilet fiyatı, aynı anda yolcuların tercihine sunuluyor.
Bu durum bir yandan yolcuların kafasını karıştırırken, diğer taraftan da yukarı bahsettiğimiz fiyat denkleminin havayolu sektöründe uygulanabilmesini adeta imkânsız hale getiriyor.
Neticede uçak biletlerinin fiyatlarının tespitinde, o biletin ait olduğu uçuşa olan talep miktarının seviyesi çok büyük rol oynuyor.
Uçak koltukları adeta bir taze meyva-sebze muamelesi görüyor.
Uçak kalkış yaptığı an boş kalmış olan koltuklar, çürümüş bir elma gibi çöpe atılmış kabul ediliyor.
Bu duruma karşı bir önlem olarak da, her bir uçaktaki doluluk oranının mümkün mertebe yükseltilmesi hedefleniyor.
Havayolu Sirketlerinin Maliyet Analizi
Sürekli yüksek doluluk oranlarının hedeflenmesi, havayolu şirketlerinin kâr marjlarının oldukça düşük oranlarda seyretmesine yol açıyor.
Şirketler her ne kadar maliyetlerini büyük bir titizlikle takip edip kontrol altında tutmaya çalışsalar da, en başta gelen gider kalemi konumundaki akaryakıtta yaşanan ani fiyat değişimleri, tüm hesapları alt üst edebiliyor.
Akaryakıtın yanı sıra personel giderleri, bir havayolu şirketinin en önde gelen diğer maliyet unsuru oluyor.
Geçtiğimiz yıl içerisinde Wall Street Journal’ın havayolu blog köşesi The Middle Seat Terminal, US Airways ve danışmanlık firması Oliver Wyman’ın desteği ile, bir havayolu şirketinin ortalama maliyetini araştırmıştı.
Çalışmada, ABD iç hatlarında yapılan bir uçuş örnek alınmıştı.
31 Mart 2012 sonu itibarıyla değerlendirilen bir yıllık verilere göre, ABD iç hatlarında tek yön bilet fiyatı ortalama 146 USD mertebesinde gerçekleşti.
Buna 18 USD’lik ilave ödemeler de eklendiğinde ortaya, 164 USD’lik bir fiyat çıkıyor.
The Middle Seat’in yaptığı ve infografik halini yukarıda görebileceğiniz hesaba göre, ABD iç hatlarında faaliyet gösteren bir havayolu şirketinin maliyetleri ortalama olarak şöyle şekilleniyor:
Akaryakıt: %29
Personel: %20
Sahip olma maliyeti: %16
Vergi: %14
Teknik bakım: %11
Diğer giderler (ikram, havalimanı vergisi gibi): %9
Bu hesaba göre geriye %1 gibi küçük bir kâr oranı kalıyor.
Yani ABD iç hatlarında havayolu şirketleri her yüz yolcuda sadece 164 USD kazanabiliyor.
Dünyanın diğer bölgelerinde ve farklı iş modelleri ile faaliyet gösteren havayolu şirketleri ele alındığında da fotograf çok değişmiyor.
Bazı şirketler nispeten daha yüksek kâr ederken, bazıları zarar ediyor. Ama ortalama kâr oranları genelde düşük seyrediyor.
“Bu paraya bu iş yapılır mı?” derseniz; dünyanın en zevkli, en hareketli ve renkli iş alanlarından bir tanesi olan havayolu işletmeciliğine bir kez bulaşanın, kolay kolay bundan vazgeçemediğini belirtelim.
Her türlü zorluğuna rağmen…