Havayolu sektörünün merkezi Körfez’e doğru kayarken, bu temel değişiklikten zarar gören sadece Avrupalı havayolu şirketleri olmuyor.
Singapore Airlines, Cathay Pacific, Thai Airways gibi, Güneydoğu Asya’nın parlayan yıldızları da bu gidişattan menfî biçimde etkileniyor.
Sektördeki derin değişikliğe en erken uyum sağlayan Avustralya’nın kadim havayol şirketi Qantas oldu. Emirates ile yaptığı yakın işbirliği anlaşması ile stratejisinde büyük bir değişikliğe giden Qantas bu sayede belki de gelecek yılları garanti altına almış oldu.
Bundan yaklaşık bir buçuk sene kadar önce Havayolu 101’de ele aldığımız üzere, Singapore Airlines, gerçekleştirmekte olduğu bir yeniden yapılanma programı çerçevesinde, kendisini yeni döneme hazırlamanın çabası içerisinde.
Ana marka konumundaki Singapore Airlines, her biri farklı bir segmente odaklanan SilkAir, Tiger Airways ve Scoot ile destekleniyor.
SilkAir, bölgesel kapsamda premium yolcu kitlesini hedefliyor. Tiger Airways de aynı bölgeyi hedeflerken, düşük maliyetli taşıyıcı iş modelini benimsiyor. Yine aynı iş modelini uygulayan Scoot ise, orta-uzun menzilli hatlara odaklanıyor.
Apple ile Singapore Airlines´ın Ortak Noktası Ne?
Michael Porter, artık bir temel başvuru kitabı haline gelen Competitive Strategy adlı eserinde, şirketlerin izleyecekleri stratejileri net bir biçimde tespit etmesi gerektiğini belirtir.
Maliyet odaklılık, farklılaşma, geniş kitlelere hitap etme, niş pazarlara odaklanma gibi değişik stratejilerden bir tanesi seçilerek, buna göre hareket edilir.
Bu görüşe göre, aynı anda hem hizmette mükemmelleşme ve inovasyon yoluyla farklılaşma, hem de maliyet odaklı yaklaşım bir arada bulunamaz.
Ancak Bloomberg Businessweek’te yer alan bir makaleye göre, gerek Singapore Airlines ve gerekse Apple firmalarının durumu ele alındığında, Porter’ın tezinin aksine bir yapının olduğu görülüyor.
Singapore Airlines sürekli bir biçimde inovatif ürünler geliştirerek yolcularına mükemmel seviyede hizmet sunarken, maliyet yapısını da bozmadan ve hatta neredeyse düşük maliyetli taşıyıcılara yakın bir verimlilikle çalışmayı başarıyor.
Apple da benzer şekilde, son derece popüler ve inovatif ürünler geliştirirken, verimliliğini yüksek, maliyetlerini ise düşük tutabiliyor.
Tüm şirketlerin arzu ettiği ancak çok azının erişebildiği bu imrenilen hale gelebilmek için dört temel hususa dikkat etmek gerekiyor.
1- Ürün ve pazar açısından odaklanma ve organizasyon yapısını basitleştirmeye çalışmak şart.
2- Teknoloji gibi, personel gelişimi gibi noktalara yatırım yaparken, yukarıda belirtilen odaklanma ve basitlik kavramları her zaman akılda tutulmalı; bu ikisini birlikte sağlamayan yatırımlardan uzak durulmalı.
3- Şirket yöneticilerinin, odaklanma ve basitlik kavramlarının hayata geçirilmesi için çalışanlara birer rol model olması gerekiyor. Özellikle Steve Jobs, bu açıdan az görülen bir örnek kişilikti.
4- Stratejiyi başarıya ulaştırmak için, değer zinciri değil, iş sistemleri bakımından düşünebilmek gerekiyor. Değer zinciri kavramı, operasyonu optimize etmeye yararken, konulara iş sistemleri açısından yaklaşmak, rekabeti ve şirketler arası ilişkileri de sürece dahil edeceğinden, verimli bir biçimde farklılaşmanın önünü açacaktır.
Faaliyet gösterdiği bölgede yaşanan yoğun rekabete karşın kârlı bir biçimde uçmaya devam edebilmesi, Singapore Airlines’ın burada belirtilen stratejik püf noktalarına başarıyla temas ettiğinin bir göstergesi olabilir.