Havayolu 101’de daha 2011 yılında, havayolu sektörünün merkezinin gittikçe Orta Doğu’ya kaydığını ele almıştık.
Gerçekten de aradan geçen zaman içerisinde yaşanan gelişmeler, bu iddiamızda yanılmadığımızı gösterdi.
Türk Hava Yolları ve Emirates’in başını çektiği, Etihad ve Qatar Airways’in destek verdiği hızlı büyümenin sonuçlarını, her türlü istatistiki veride görmek mümkün.
Bu havayolu şirketlerinin hub olarak kullandığı ve Asya-Avustralya bölgesi ile Avrupa ve Afrika arasında adeta bir hava köprüsü kuran havalimanlarının (İstanbul Atatürk, Dubai, Abu Dabi ve Doha) 2013 yılında hizmet verdiği yolcu sayısı 150 milyonu buluyor.
Avrupa’daki dört büyük aktarma noktası ile (Londra Heathrow, Paris CDG, Frankfurt ve Amsterdam; 245 milyon yolcu/yıl) mukayese edildiklerinde, İstanbul ile Orta Doğu’daki havalimanlarının daha gidecek bir hayli yolu olduğunu söylemek mümkün.
Ama özellikle son on yıl içerisindeki büyüme eğilimini, söz konusu havalimanlarını hub olarak kullanan havayolu şirketlerinin uçak siparişleriyle birleştirdiğimizde, 2020 yılı civarına gelindiğinde, Avrupa ile Orta Doğu arasındaki farkın ortadan kalkacağını rahatlıkla öngörebiliriz.
Aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere, İstanbul Atatürk, Dubai, Abu Dabi ve Doha’nın 2001 yılındaki toplam yolcu sayısı 35 milyondan daha azdı.
2013 yılında 66 milyon yolcuya ulaşan Dubai’nin dünya sıralamasında yedinci, 52 milyon yolcuya hizmet veren İstanbul’un ise on sekizinci olduğunu hemen hatırlatalım.
Bu iki meydan, 2014 yılında çok büyük ihtimalle, sıralamada 3-4 basamak yukarı tırmanmış olacak.
Havayolu trafiğinin gelişimine Avrupa özelinde bakıldığında, Türkiye’nin son on yıl içerisinde kaydettiği hızlı büyümenin etkisi daha net bir biçimde görülmekte.
2012-2013 yılları arasındaki trafik gelişiminde, Türkiye ve Rusya, %10’u aşan büyüme oranlarıyla başı çekiyor.
Avrupa Birliği’nin önde gelen büyük ülkelerindeki havalimanlarındaki artış ise sınırlı kalmış.
Avrupa’daki durum ülke bazında incelendiğinde, Türkiye’nin (%16) ve Rusya’nın (%15,5), toplam büyümeye yaptığı katkı ortaya çıkıyor. Bu iki ülkeyi, %7,7 ile İngiltere takip ediyor.
İtalya, İspanya ve diğer bazı küçük ülkelerdeki gerileme de ayrıca dikkat çekici.
Neticede; Türk Hava Yolları ve Pegasus’un uçak siparişleri, İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarındaki kapasiteyi artırmaya yönelik yatırımlar ve İstanbul’da inşa edilmesi planlanan yeni havalimanı, daha uzunca bir süre Türkiye’nin, Avrupa havayolu trafiğinin lokomotifi niteliğini koruyacağını gösteriyor.