Günümüz iş dünyasında, bir şirketin bir ambleminin veya daha güncel bir söyleyişle logosunun olmaması düşünülemez.
Daha çocukluk yaşlarından itibaren kişilerin zihnine kazınan logolar, ilerleyen yaşlarda o kişilerin satın alma eğilim ve alışkanlıklarında önemli bir yere sahip oluyor.
KLM logosu da, yukarıda belirttiğimiz türden bir çalışma; uzun yılların ardından adeta zihinlere kazınmış gibi.
KLM’in resmî blog sayfası, şirket logosunun geçirdiği evrimi ele aldı.
Bilindiği üzere KLM, “Koninklijke Luchtvaart Maatschappij”, yani Hollanda Kraliyet Havayolları anlamına geliyor.
Bu yüzden de, kurulduğu ilk yıllardan günümüze değin, kullanılan logolarda kraliyet vurgusu mutlaka yer alıyor.
1919 yılında kurulan ve orijinal adıyla halen faaliyet gösteren en eski havayolu şirketi ünvanına sahip olan KLM’in ilk logosu, Hollandalı mimar Dirk Roosenburg tarafından tasarlanmıştı.
Logoda K, L ve M harflerinin yanı sıra, kanatlar ve kraliyet tacı bulunuyordu.
İkinci Dünya Savaşı sonrası KLM logosu ilk ciddi değişimden geçti.
Bir daire içerisinde KLM ve taç beraberce yer alırken, bu daireyi mavi tonlardaki çizgiler çevreliyordu. O tarihlerde bu logo oldukça yaygın bir biçimde kullanıldı. KLM filosundaki uçakların kuyrukları da, yine bu logoya paralel bir biçimde tasarlandı.
İş dünyasında marka kavramının değeri anlaşıldıkça, şirket logolarına gösterilen ihtimam da arttı.
KLM, 1961 yılında, yeni bir logonun nasıl olması gerektiği konusunda, günümüzde “reklamcılığın babası” olarak kabul edilen David Ogilvy ile temasa geçti.
Yapılan çalışmalar sonucunda KLM’in yolcular nezdindeki imajının temizlik, dakiklik, misafirperverlik, dostluk, teknik yeterlilik ve modernlik gibi kavramlardan oluştuğu ortaya çıktı ve yeni logonun, bu unsurlar göz önünde tutularak geliştirilmesi tavsiye edildi.
Yeni logo tasarımının geliştirilmesi işi, Alman asıllı grafik tasarımcı Henri Kay Henrion‘a verildi.
Ve böylece, 1964 yılında yapılan bir tanıtımla birlikte, günümüzde de halen kullanılmakta olan efsanevî KLM logosu doğmuş oldu.