Dünyanın en önemli metropollerinden bir tanesi olan Londra’nın hava ulaşımı, irili ufaklı beş farklı havalimanı tarafından sağlanıyor:

Heathrow (24 Km Batı, 73 milyon), Gatwick (43 Km Güney, 38 milyon), Stansted (54 Km Kuzeydoğu, 20 milyon), Luton (50 Km Kuzeybatı, 10 milyon) ve City (10 Km Doğu, 3,5 milyon).

Yılda yaklaşık 150 milyon yolcuya hizmet veren bu havalimanları artık Londra’nın yükünü karşılayamaz hale gelmiş durumda.

Mevcut şartlar dahilinde bakıldığında, Londra’daki havalimanları çoktandır kapasite sınırlarını zorluyor.

Heathrow iki pistle yılda 73 milyon yolcuyu ağırlarken, Gatwick çok daha zor bir işi başarıyor.

Sadece tek bir pisti bulunan bu meydan, yılda 38 milyon yolcuya ev sahipliği yapıyor.

Londra’da yaşanan kapasite sıkıntısı sebebiyle, Amsterdam Schiphol, İstanbul Atatürk ve Dubai gibi havalimanlarının, Londra pazarından yolcu çektiği bilinen bir gerçek.

Karar Vakti Yaklaştı. Heathrow mu, Gatwick mi?

Londra’nın hava ulaşımındaki kapasite ihtiyacı, mevcut havalimanlarından bir tanesine inşa edilecek yeni bir pistle karşılanacak.

İnşa edilmesi muhtemel bu yeni bir pist hakkındaki çevre, ekonomi ve ulaşımla ilgili fizibilite çalışmalarını yürüten komisyon, Heathrow ve Gatwick’i finale bırakmıştı.

Bu kararın ardından, yeni pistin hangi havalimanına yapılması gerektiği konusunda yoğun tartışmalar ve kamuoyu oluşturma faaliyetleri başlamıştı.

Gatwick’e yeni bir pist yapılmasını savunanlar, bu noktada artacak hava trafiğinin çevresel etkisinin Heathrow’a nispeten çok daha hafif, sağlanacak ilave yolcu kapasitesinin ise çok daha fazla olacağını iddia ediyor.

Heathrow’u savunanlar ise, bu havalimanındaki mevcut uçuş bağlantılarının Gatwick’e nispeten çok daha kuvvetli olduğunu belirterek, burada sağlanacak kapasite artışının ekonomik getirisinin çok daha fazla olacağını öne sürüyorlar. Halihazırda, İngiltere’nin yaptığı ihracatın dörtte biri, dünyaya Heathrow üzerinden dağıtılıyor.

İşe maliyet açısından bakıldığında ise arada büyük bir fark olduğu görülüyor.

Heathrow’a inşa edilecek ilave bir pistin yaklaşık 30 milyar USD’ye mâl olacağı hesaplanırken, Gatwick’te bu rakam bunun yarısı mertebesinde.

Heathrow’la ilgili bir diğer sıkıntı, İngiltere Başbakanı David Cameron tarafından 2009 yılında verilen bir söz.

Cameron, o zamanki seçim propagandasında, Heathrow’a yeni bir pist inşa edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğini belirtmişti.

Londra Belediye Başkanı Boris Johnson’un, Heathrow’a yeni bir pist inşaatı durumunda bunu durdurmak için “buldozerlerin önüne yatarım!” sözü de halen hafızalardaki tazeliğini koruyor.

Gürültü ve hava kirliliği açısından da Gatwick, rakibine göre daha avantajlı görünüyor.

Gatwick’e yapılacak yeni bir pistin gürültüsünden etkilenecek Londralıların sayısı daha az.

İşin enteresan tarafı, bağımsız gözlemciler, tüm bu olumsuzluklara karşın, ilgili komisyondan çıkacak yeni pist kararının Heathrow lehine olacağına inanıyor.

Kararda ekonomik değerlendirmelerin ağır basacağı ve bunun sonucunda daha önce öne sürülen tüm menfî gerekçelerin bir kenarda kalacağı iddia ediliyor.

Üç yıldır süren değerlendirme, hesaplama ve tartışmaların ardından, önümüzdeki bir kaç hafta içerisinde komisyonun kararını açıklaması bekleniyor.

Bakalım kazanan kim olacak; Heathrow mu, Gatwick mi?