Atatürk (IST) ve Sabiha Gökçen (SAW) havalimanları ile İstanbul, havayolu pazarında dünya dokuzunculuğuna yükseldi.
OAG tarafından hazırlanan “Frequency & Capacity Spotlight” raporuna göre, ilk olarak 2013 yılında dünyanın ilk 10 havalimanı sistemi arasına giren İstanbul, Haziran 2015 itibarıyla dokuzunculuğa yükselmiş durumda.
Pazara arz edilen koltuk kapasitesi bakımından yapılan sıralamada kentimiz, Tayland’ın başkenti Bangkok’u geride bırakmayı başardı.
Çok değil, bundan sadece beş – altı yıl kadar önce dünya sıralamasında 45 – 50. sıralar arasında bulunan İstanbul Atatürk Havalimanı, 2014 yılı sonu itibarıyla 13. sıraya yükselmişti.
Sabiha Gökçen Havalimanı da, yakaladığı çok hızlı büyüme trendi sonucunda, ilk 50’yi zorlamaya başlamıştı.
Atatürk Havalimanı’nda Türk Hava Yolları; Sabiha Gökçen Havalimanı’da ise Pegasus ile birlikte Türk Hava Yolları (THY), bu başarının başrol oyuncuları.
THY’nin yapmış olduğu pazarlama çalışmalarında, “dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu” sloganını kullandığını hemen hatırlamakta fayda var.
İstanbul’un havalimanı sisteminin bu denli büyümesinin sadece noktadan noktaya seyahat eden yolcular sayesinde olmadığını hepimiz biliyoruz.
Özellikle THY’nin stratejisini üzerine oturttuğu transfer yolcu akımı, İstanbul’un havalimanlarının her zamankinden daha yoğun olmasının en önemli sebebi.
OAG Traffic Analyser ile yapılan bir hesaplama, İstanbul’un tam manasıyla bir “hub” haline geldiğini gözler önüne seriyor.
Nisan 2015 verilerine göre, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan geçen yolcuların yarısı, bu meydanı bir aktarma noktası olarak kullanmışlar.
Bu açıdan Atatürk Havalimanı’nı sadece Atlanta Havalimanı (%66) geride bırakıyor.
Dünyanın en önemli aktarma noktalarından bir diğeri konumundaki Dubai’de ise bu oran, %44 seviyesinde kalıyor.
Atatürk Havalimanı’ndaki kapasitenin %76’sını elinde bulunduran THY’nin performansı, bu sebeple son derece önemli bir etken olarak öne çıkıyor.
THY’nin özellikle dış hatlarda yakaladığı göz kamaştırıcı büyüme, Atatürk Havalimanı’nın istatistiklerine de net bir şekilde yansıyor.
Haziran 2010’da, Atatürk Havalimanı’nın 122 dış hat noktası ile bağlantısı bulunurken, Haziran 2015’te bu sayı 222’ye yükseldi.
İstanbul havalimanı sisteminin diğer oyuncusu ise Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW).
Büyüme oranlarına bakıldığında, SAW, Atatürk Havalimanı’nın çok önünde seyrediyor.
Bu havalimanımızın son beş yıldaki ortalama büyüme oranı, %25’e erişmiş durumda.
Son derece hızlı olarak tâbir edebileceğimiz bu büyüme trendi sayesinde SAW, Atatürk Havalimanı’nın yarısı büyüklüğüne ulaştı.
Pegasus’un liderliğinde büyüyen SAW’da, son bir kaç yıldır THY’nin varlığı da hissedilir bir noktaya geldi.
Bu noktada, İstanbul’un bir havayolu merkezi olarak konumlandırılması sonucunda ortaya çıkan yeni kapasite ihtiyacını karşılamak üzere, kente yeni bir havalimanı inşa edilmekte olduğunu belirtelim.
150 milyon kapasiteli yeni havalimanı ile birlikte İstanbul, önümüzdeki yıllarda dünya sıralamasında yükselmeye devam edecek gibi görünüyor.