Uzun menzilli pazarlarda düşük maliyetli iş modelini uygulama girişimleri her geçen gün artarak devam ediyor.
Geçtiğimiz Mart ayında gündeme düşen, Ryanair’in transatlantik pazarına gireceği haberi, bu girişimlerin en ciddisi olarak değerlendirilebilir.
Ryanair’in projesi hayata geçerse, Laker Airways tarafından bundan 35 sene kadar önce Londra Gatwick ile New York JFK havalimanları arasında yapılan ve o dönemde büyük ses getiren “düşük maliyetli transatlantik uçuşları” yeniden gerçek olacak.
Bununla birlikte yine de, Ryanair’in transatlantik pazarında seçmiş olduğu şehir çiftlerinin uçuş sürelerinin en fazla 7-8 saat civarında olacağı ve ER (Extended Range) olarak tâbir edilen kategoriye girmediği görülüyor.
Güneydoğu Asya’nın bu konudaki en aktif oyuncusu ise AirAsia X.
Hatırlanacağı üzere AirAsia X, geçtiğimiz Aralık ayında 55 adet Airbus A330neo siparişi vererek, filosunu genişletmek için ilk adımı atmıştı.
AirAsia X’in yanı sıra Jetstar Airways, Scoot, Rouge, Norwegian Air Shuttle gibi, uzun menzilde şansını deneyen düşük maliyetlilere önümüzdeki dönemde, Lufthansa’nın Jump adlı alt markasının da dahil olması bekleniyor.
Uzun Menzilli Düşük Maliyetli Taşıyıcıda Sıra, Air France’ta
Transform 2015 adlı uzun vadeli yeniden yapılanma planının ardından, Perform 2020 adı verilen stratejik planı devreye sokan Air France üst yönetimi, uzun menzilli hatlarını daha kârlı hale getirebilmenin yollarını arıyor.
ATW adlı dergiye konuşan bir Air France sözcüsü, şirketin mevcut uzun menzilli hatlarının ancak yarısının kârlı olduğunu belirtti.
Perform 2020 planına göre, 2017 yılı sonunda Air France’ın uzun menzilli hatlarının %80’inin kârlı hale getirilmesi hedefleniyor.
Ve bu amaca ulaşabilmek için, uzun menzilli pazarlarda düşük maliyetli bir alt markanın ne kadar fayda getireceği araştırılıyor.
2016 yılının son döneminde Air France filosuna katılacak olan Boeing 787-9 tipi yeni nesil uçakların, kurulması henüz değerlendirme aşamasında olan düşük maliyetli yapı içerisinde kullanılabileceğine dikkat çekiliyor.
Birim akaryakıt maliyeti açısından havayolu şirketlerine önemli katkılar vadeden Boeing 787 Dreamliner, Air France’ın 2020 yılı planı için biçilmiş kaftan olabilir.
Tabii maliyetleri düşürmenin tek çaresi, sadece tasarruflu uçaklar kullanmaktan geçmiyor.
Uçuş personelinin de, maaş ve çalışma sürelerinden fedakârlık yapması gerekiyor.
Reuters’e konuşan bir sendika temsilcisi, şirket yönetiminin istekleri konusunda pilotları net bir şekilde ikaz ettiği ve hedeflenen ölçüde tasarruf sağlanamaması halinde, 2017 yılına gelindiğinde uzun menzilli hatlarda %10 oranında küçülmeye gidileceğini belirttiğini iddia etti.
Uzun menzilli pazarlara yönelik bir düşük maliyetli kurulması fikri, Air France bünyesinde bu yaz mevsiminin başında tartışmaya açılmış durumda.
4 Eylül 2015 tarihinde gerçekleştirilen Merkezî Çalışma Konseyi’nde bu konu ele alındı. 24 Eylül’de gerçekleştirilecek bir sonraki konsey toplantısında bu konu tartışılmaya devam edilecek.
Ancak görüldüğü kadarıyla, Air France yönetimi uzun menzilli bir düşük maliyetli taşıyıcı oluşturmak için ciddi niyete sahip. Önümüzdeki Ekim ayında bu yönde bir açıklama ile karşılaşmamız, pek de sürpriz olmayacaktır.
Lufthansa’nın ardından Air France’tan böyle bir hamle gelmesi dikkat çekici.
Bakalım Avrupa’nın üçüncü büyük havayolu grubunun lider şirketi British Airways’ten de benzer bir girişim gelecek mi?
Comments
2 responses to “Uzun Menzilli Düşük Maliyetli Taşıyıcıda Sıra, Air France’a mı Geldi?”