Savaşın tüm sıcaklığıyla devam ettiği 1943 yılında İngiltere Başbakanı Winston Churchill, ünlü uçak tasarımcısı Lord Brabazon’dan savaş sonunda hizmete girecek yeni yolcu uçakları istedi.
Lord Brabazon biri çok uzun menzilli, diğeri de orta sınıfta iki uçak projesi hazırladı. Bunlardan uzun menzilli “Brabazon 1” 1953’de iptal edilirken, diğeri ise havayolu taşımacılığına yeni bir boyut getirecekti.
Vickers şirketi projeyle ilgilenerek çalışmalara başladı. O güne kadar tasarlanan yolcu uçaklarından farklı olarak bu yeni projede Rolls Royce tarafından geliştirilen turboprop motorlar kullanılacaktı.
1950’lerin ortalarına kadar tasarlanan yolcu uçakları piston motorlara sahipti. Kısıtlı performans sunan bu tip motorlar aynı zamanda çok yakıt harcıyordu. Yeni ortaya çıkan jet motorları ise henüz yolcu uçakları için ekonomik değildi.
Proje önce ‘Viceroy’ yani ‘genel vali’ takma adı verildi.
Model 630 olarak adlandırılan 24 yolcu kapasiteli uçağın ilk müşterileri Hindistan ve Pakistan olunca yeni bağımsızlıklarını kazanan bu ülkeleri incitmemek için İngiliz Hükümeti ‘Viceroy’u eski İngilizcede baronun bir üst rütbesi anlamına gelen ‘Viscount’ olarak değiştirdi.
Turboprop’ların Babası
Hükümet ilk iki prototipin üretimi için 1946’da sipariş verdi. 24 koltuklu VC-2 adı verilen Viscount ilk uçuşunu 16 Temmuz 1948’de gerçekleştirdi.
Testler sürerken iki numaralı prototip Avrupa turuna çıktı. Viscount’un kapasitesini arttırmak için daha güçlü Dart RDa.3 motorlarına sahip uzun gövdeli VC-700 modeli tasarlandı. VC-700 serisinin ilk müşterisi ise British Europian Havayolları oldu. Viscount kısa zamanda rahatlığıyla yolcular tarafından büyük ilgi gördü.
Geniş camlar, aralıklı koltuklar, gürültüsüz uçuşlar seyahati yüksek konforla sunuyordu. İyi performansı ve bu avantajlarıyla uçak Avrupa’nın önde gelen havayollarından BEA, Lufthansa, Air France, Aerlingus tarafından seçildi. Uçağın Amerika’daki kullanıcıları arasında Capital, Northeast, Continental, Mid Atlantic gibi şirketler de bulunuyordu.
Vickers şirketi Viscount’ların değişik modellerinden 1960’ların sonuna kadar toplam 440 adet üretti. Şu an yaklaşık 40 adedi dünyanın dört bir tarafında hâlâ hizmette.
1950’lerin ortalarında filosunun geliştirmek isteyen THY, orta ve uzun mesafelere rahatça uçabileceği bir uçak arayışı içindeydi. Yavaş yavaş dışa açılan havayolunun özellikle Avrupa’ya yapacağı seferlerde yolcular rahat uçaklar istiyordu.
Bu amaçla THY, Viscount uçaklarının alımına karar verdi. Bu uçaklardan 1957 yılı içinde toplam 5 tane sipariş verildi. Uçak başına 1.1 milyon dolar ödendi.
İlk uçak olan TC-SEC, 24 Mayıs 1958’de İstanbul’a gelirken kalan uçaklar aynı yılın temmuz ayına kadar teslim edildi.
O yıllarda THY filosunda De Havilland, Heron, DC-3 gibi uçaklar bulunmaktaydı. Viscount’un gelişiyle THY o yıllara göre uzak sayılabilecek olan Avrupa hatlarını birer birer açmaya başladı. Orta Avrupa’da açılan ilk nokta Brüksel’i, Londra izledi. THY yolcuları bu rahat uçağı çok sevdiler.
Filosunu jet uçaklarla modernize eden THY, 1971’de Viscount’ları emekli ederek Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na verdi.
Douglas imalatı C-54’lerin yerini alan Viscount’lar daha çok VIP taşıma amaçlı kullanıldı. İlk uçak 13 Mayıs 1971’de Hava Kuvvetleri’ne teslim edilirken pilot ve teknisyen eğitimleri THY tarafından verildi. Hava Kuvvetleri’nde Viscount’ları yeni kurulan ve Ankara Etimesgut’taki 224’üncü filoda kullandı. Bu özel görevli filo VIP taşınmasıyla sorumluydu.
İki Uçak Kaldı
Viscount’lar Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda 1993’e kadar hizmet verdiler. 224’ncü filonun modernizasyon planında bu uçaklar yerini Ankara’da TAI tarafından üretilen Cn235’lere bıraktı.
Hizmeti dışı kalan iki Viscount’dan 430 kuyruk numaralı TC-SEL uçarak İstanbul’a getirildi ve Yeşilköy’deki Havacılık Müzesi’nde sergilenmeye başladı. TC-SES, yani 431 kuyruk numaralı uçak ise karayoluyla Eskişehir’e götürüldü. Burada Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu’na verilen uçak, öğrencilerin eğitimlerinde kullanılıyor.
Adnan Menderes Kaza Geçirmişti
Kötü bir kaza Viscount’ların başarısına gölge düşürdü. 17 Şubat 1959’da dönemin Başbakanı Adnan Menderes’i taşıyan TC-SEV çağrı kodlu Viscount, Londra Gatwick Havalimanı’na son yaklaşma sırasında düştü. Kazada, uçakta bulunan yirmi dört kişiden on dördü hayatını kaybetti. Başbakan Adnan Menderes, kurtulanlar arasındaydı.
Uçak o gün Kıbrıs müzakerelerini yapacak olan Türk heyetini taşıyordu. Heathrow’a inmesi planlanan uçak sis yüzünden yedek meydanı Gatwick Havalimanı’na alçalmaya çalışmıştı. Kaza Türkiye’yi mateme boğdu. Başbakanın kurtulması mucize olarak kabul edildi. Bu kaza tüm dünyada Viscount kullanıcılarını huzursuz etti.
İşte Viscount’ların Türkiye Macerası
- İngiliz Vickers şirketinin THY için imal ettiği ilk Viscount, 246 numaralı TC-SEC çağrı kodlu uçaktı. 24 Mayıs 1958’de teslim edilen ilk uçağı dört tane daha izledi.
- Son teslimat aynı yılın 25 Temmuz 1959’da yapıldı.
- First Class bugünkü uçaklardaki kadar lükstü. Şimdiki iş jetlerindeki gibi geniş koltuklar vardı. Büyük masada birbirinden güzel yemekler sunuluyordu. Yapılan serviste son derece kaliteli peynirler ve şaraplar ikram ediliyordu.