2009 yılında Sel Yayıncılık’tan çıkan Havaalanında Bir Hafta (A Week at the Airport / A Heathrow Diary); yazar, gazeteci ve düşünür Alain de Botton tarafından kaleme alınmış ve ünlü belgeselci Richard Baker’ın fotoğraflarıyla zenginleştirilmiş, bir çırpıda okuyabileceğiniz bir kitap.
(ISBN no: 975-570-433-3; Sayfa sayısı: 112)
“Bir Marslı medeniyetimizi tanımak için tek bir yeri ziyaret etmek isteseydi onu bir havalimanına götürmek yeterdi.”
Alain de Botton, 2009 yılı yazında Londra Heathrow Havalimanı’nın işletmeci şirketi tarafından misafir yazar olarak davet ediliyor.
Havalimanı yönetiminin siparişi üzerine yazılmış pazarlama kitabı mı diye bir soru gelebilir aklınıza. Yazar bir röportajında şöyle cevaplıyor bu soruyu:
“Heathrow yöneticileriyle yaptığım anlaşmaya göre, istediğimi yazabilecektim, herhangi bir sansür tehlikesi yoktu yani. Heathrow yetkilileri metin yayımlanmadan önce bana ne yazmam gerektiğini söylemedi, yazdıklarıma da bakmadı. İstediğimi yapabilirdim çünkü havalimanına bir güzelleme yapmıyordum. Hissettiğim gibi, merakım beni nereye yöneltiyorsa onu yazdım.”
Yazarın sınırsız izinle havalimanında dolaşması, biniş kartına sahip herhangi bir uçak yolcusundan ayrılmasını sağlıyor.
Botton; kontrol odası, hangar ya da uçuş yemeklerinin hazırlandığı yerleri gözlemleyebiliyor.
Bagaj görevlilerinden pilotlara, kıdemli yöneticilerden havaalanı rahiplerine kadar herkesle konuşuyor. Bizim sadece yanlarından geçtiğimiz, yer kürenin her köşesinden yolcularla tanışıyor ve onların hikâyelerini dinliyor.
Kitap dört bölümden oluşuyor:
Yaklaşma, Gidiş, Gümrüksüz Saha ve Geliş.
Yaklaşma
Yaklaşma bölümünde Botton; Londra’nın en büyük havalimanına yeni inşa edilmiş Terminal 5’te bir hafta geçirmesi için nasıl teklif geldiğini ve neden kabul ettiğini anlatıyor.
“Her ne kadar iyi bir yolculuk dakiklik anlamına gelse de ben çoğunlukla uçağım geciksin isterim – böylece havaalanında daha çok zaman geçirebilirim.” sözleriyle bölüme başlayan yazarın, teklifi çok düşünmeden kabul ettiğini düşünebiliriz sanırım.
Gidiş
Bu bölüm yazarın havalimanına varışı ve konakladığı havalimanı oteliyle başlıyor.
Botton; check-in bankosunda yaşananları, birbirlerine veda eden insanları, temizlik ve güvenlik görevlilerini tüm ayrıntılarıyla okuyuculara aktarıyor. Giden yolcuların kalabalığının ortasındaki çalışma masası ile yaka kartında yazan isminin dikkat çektiğini ve böylelikle daha çok insanın ona ulaştığını da ekliyor.
Gümrüksüz Saha
Önce, yolcuların geçtiği güvenlik bölgesi, alışveriş alanları ve lounge’ları ele alan yazar; sonrasında havalimanının arka odaları diye tanımladığı ofis, kontrol odası ve hangar gibi bölümleri geziyor. Ayrıca British Airways yöneticisi Willie Walsh ile yaptığı röportaja da yer veriyor.
Geliş
“Kısa havacılık tarihinde, pek az havaalanı, ziyaretçilerinin varma eylemini şereflendirecek bir mimari beklentisini tatmin edebilmiştir. Pek azı, Kudüs’ün seçkin Jaffa Kapısı örneğine benzer; bu kapı Shephelah ovalarını aşıp Kutsal Şehre giren yolcuları ilk karşılayan yer. Terminal 5’in yapmaya çalıştığı şey de bu.”
Terminalin geliş kısmını mimari olarak bu şekilde yorumlayan Botton, bagaj bekleyen, yolcu karşılayan ve kavuşan insanları da anlatıyor kitabının son bölümünde.
Dünyanın en işlek havalimanlarından Heathrow’a bir yazarın ve sosyoloğun gözünden bakmak, ulaşamadığınız kısımları keşfetmek istiyorsanız “Havaalanında Bir Hafta”, belki bir yolculuk sırasında hatta belki de havaalanında okumak için sizi bekliyor.
Yazar Hakkında
1969 yılında İsviçre’de doğdu. Eğitimini Cambridge’de tamamladı. Yapıtları on altı dile çevrildi. Hâlâ Londra’da yaşıyor. Alain de Botton’un, Türk okurunun büyük beğenisini kazanan Aşk Üzerine, Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir, Romantik Hareket, Öp ve Anlat, Seyahat Sanatı, Felsefenin Tesellisi, Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı, Ateistler İçin Din, Havaalanında Bir Hafta, Görmek ve Fark Etmek, Hayat Okulu Kitapları ve Statü Endişesi adlı yapıtları bulunmaktadır.