United Kingdom_airspace_one day_visualisation_nats

Transatlantik’teki Trafik Sıkışıklığı Nasıl Çözülecek?

Transatlantik_FIR_bölge
Transatlantik – FIR

Avrupa ile Kuzey Amerika arasındaki transatlantik geçişi, hava trafiği açısından dünyanın en yoğun bölgelerinden bir tanesi.

Ekim 2015 rakamlarına göre kuzey transatlantik hava sahasında, yılda yaklaşık 360.000 uçuş gerçekleştiriliyor.

Bu yoğun bölgede yer alan uçuş hatları, birbirlerinden birer enlem derecesi ile ayrılıyor. Yani her bir hat arasında 60 deniz mili (111 km) mesafe bulunuyor.

Son yıllarda uçak ve hava trafik yönetimi teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, hatlar arasındaki mesafenin kısaltılmasını gündeme getirdi.

Yapılan çalışmalara göre, hatlar arasındaki mesafe yarım derece azaltılarak, 60 deniz milinden, 30 deniz miline indirilebilecek.

Böylece daha fazla sayıda uçak, optimum rota ve uçuş yüksekliğinde seyredebilecek; daha kısa uçuş süresi, daha düşük akaryakıt sarfiyatı ve dolayısıyla daha az karbon emisyonu gibi çevresel etkiler açısından son derece önemli sonuçlar elde edilecek.

Transatlantik hava sahasında yaşanan trafik sıkışıklığına da bu sayede bir çözüm bulunmuş olunacak.

“Azaltılmış Yanal Aralık” (Reduced Lateral Separation – RLAT) adı verilen bu inisiyatif, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO ile, İngiltere ve Kanada’nın hava seyrüsefer yönetimi kurumları NATS ve NAV CANADA tarafından yürütülüyor.

Reduced Lateral Separation (RLat)_phase 1_transatlantik
RLAT Projesi – Faz 1

Projenin ilk aşamasında, kuzey transatlantikte bulunan dört ana uçuş hattının tam ortasına yeni bir hat ilave edilecek.

Yeni hattı sadece, bu sistemin kullanılmasına uygun bir teknoloji ile donatılmış olan uçaklar kullanabilecek. Transatlantikte uçuş yapan uçakların şu an için %63 oranındaki bölümü, “Required navigation performance 4 (RNP-4) ” adı verilen bu teknolojiye sahip.

Yapılacak gözlemlerin ardından, 2016 yılının Kasım ayına kadar, diğer hatların aralarına da yenileri eklenerek, söz konusu hava sahasının tamamında, yarım derecelik aralık uygulamasına geçilmesi hedefleniyor.

Uygulama tam anlamıyla devreye girdiğinde yılda yaklaşık 52.000 ton daha az karbon emisyonu salınmış olacak. Bu rakam yılda 14.000 adet transatlantik uçuşu anlamına geliyor.

Kuzey transatlantik hava sahasında yapılan bu işlemi, mevcut alt yapıyı değiştirmeden, bir otoyola bir şerit eklemeye benzetebiliriz.

Bölgedeki hava trafiğini düzenlemeye ilişkin çalışmalar bununla da bitmiyor.

2018 yılında devreye girmesi beklenen, uydu tabanlı Automatic Dependent Surveillance – Broadcast (ADS-B) adlı gözetleme sistemi sayesinde, uçuş hatları arasındaki mesafenin daha da azaltılması planlanıyor.

Aireon adlı şirket tarafından yürütülen çalışmalar başarıya ulaşırsa, uçuş hatları arasındaki mesafe 15 deniz miline kadar düşürülürken, hem rotalar daha doğrusal hale getirilerek uçuş süreleri kısaltılacak, hem de uçakların iniş aşamasında daha dik bir hat üzerinden alçalması sağlanacak.


Posted

in