Avrupa sivil havacılığının yaramaz çocuğu Ryanair’in son bir kaç yıl içerisinde gerçekleştirmiş olduğu dönüşümü Havayolu 101’de zaman zaman ele alıyoruz.
Yolcu sayısı bakımından Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise altıncı büyük havayolu şirketi konumundaki Ryanair, 1990’lı yıllardan günümüze değin sürdürmüş olduğu tartışmalı ama başarılı yönetimi ile bilinen bir kurum.
Havayolu sektörü gibi, kâr marjı son derece düşük olan (2012 yılında yolcu başına 4 USD) bir endüstride uzun yıllar üst üste pozitif sonuçlar elde etmek gerçekten kolay değil.
Birim maliyetlerin bir hayli düşük seviyelerde tutulması ve Avrupa genelin yayılmış son derece geniş bir uçuş ağı, Ryanair’in başarısının altındaki en önemli iki temel etken.
Hatırlanacağı üzere Ryanair 2014 yılına, pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı (Chief Marketing Officer) pozisyonuna, Metro ve Tesco gibi perakende devlerinde yöneticilik tecrübesi bulunan Kenny Jacobs‘ı getirerek başlamıştı.
2014 yılı Şubat ayında iş başı yapan Jacobs, “New Ryanair” adı verilen dönüşümün ilk adımlarını atmıştı.
Kenny Jacobs, şirketin pazarlama, dijital deneyim ve yolcu hizmetlerinden sorumlu.
Ryanair’in “Yaramaz Çocuk” İmajı Nasıl Değişti?
Geçtiğimiz aylarda CXNetwork’e bir mülakat veren Kenny Jacobs, Ryanair’in “yaramaz çocuk” imajını nasıl değiştirdikerini anlattı.
Ryanair’in, olumlu ya da olumsuz, Avrupa’nın en çok bilinen markalarından bir tanesi olduğunu belirten Jacobs öncelikle, 2014 yılının başından itibaren tartışmalı PR çalışmalarını kaldırdıklarını belirtiyor.
Bu noktada akla, agresif içerikli reklamlar, Ryanair kabin personelinin yer aldığı takvim ve şirketin CEO’su Michael O’Leary’nin sınırları zorlayan çıkışları geliyor.
Şirketin web sitesinde geçtiğimiz aylarda devreye giren myRyanair uygulaması ile yolculara sağlanan kolaylıklar, son bir – iki yıl içerisinde açılan Twitter ve Facebook hesaplarının etkin bir biçimde kullanılması ve yolcu ilişkileri birimlerinin geliştirilmesi gibi hususlar, Ryanair’in hedeflediği imaj değişikliğine katkı sağlıyor.
Kenny Jacobs ayrıca, kullanmakta oldukları CRM yazılımı sayesinde, belli bazı profile sahip yolcularla bire bir iletişimde oldukları bilgisini de veriyor.
Kendilerini, Avrupa havacılığının Robin Hood’u olarak gördüklerini belirten Jacobs, düşük fiyat politikalarının her zaman devam edeceğini dile getiriyor.
Ryanair’de yaşanan değişimi, her noktada görmek mümkün.
Filoya yeni katılan uçakların içleri yeniden tasarlanıyor. Sarı rengin hâkim olduğu mevcut tasarım terkedilirken, Boeing’in “sky interior” konseptine geçiş yapılıyor. “Slimline” olarak tâbir edilen ince koltuklar, yolcuların beğenisine sunuluyor.
Kabin memurlarının üniformaları değiştirilip günümüz moda trendlerine uygun hale getirilirken, uçuş menüsü de değiştiriliyor.
Hemen olmasa da, gelecek yıllara yönelik olarak Ryanair uçaklarında internet bağlantısı sunulması da gündemde.
Web sitelerine gelen ziyaretlerin %95’inin direkt trafik niteliğinde olduğunu söyleyen Jacobs, bunun kendileri için çok büyük bir avantaj olduğunu, bu sayede Google reklamlarına ve web trafiği sağlayan diğer platformlara pek para harcamak zorunda kalmadıklarını belirtiyor.
Kenny Jacobs son olarak, önümüzdeki yıllarda havalimanlarının, nasıl daha yolcu odaklı bir ortama sahip olacağının iyice önem kazanacağına inandığını vurguluyor.
Michael O’Leary, Değişim İçin Ne Diyor?
Pek iyi; ticarî havayolu sektörünün fenomen isimlerinden Michael O’Leary, yürütmekte oldukları değişim programı için ne diyor?
Geçtiğimiz Kasım ayında, Royal College of Surgeons in Ireland (RCSI) bünyesinde düzenlenen yıllık toplantıda bir saate yakın bir süre sahnede kalan O’Leary, Ryanair’in başarısı ve geleceğe dönük planları üzerine konuştu.
Michael O’Leary, “Yolculara kibar davranmak” yaklaşımını tiye alsa da, şirket olarak gerçekleştirdikleri dönüşüme sonuna kadar sahip çıkıyor.
Hatta bu konudaki fikrin kendisine bundan beş yıl kadar önce sunulduğunu ama bunu o zaman kabul etmeyerek hata yaptığını da itiraf ediyor.
Transatlantik pazarına girmeyi düşünmediklerini söyleyen O’Leary’nin, önümüzdeki yıllara yönelik ilginç bir de kehaneti var.
Michael O’Leary’ye göre gelecek beş yıl içerisinde Körfez’deki havayolu şirketleri (Emirates, Etihad ve Qatar Airways), Avrupa’nın üç büyüğüne (Lufthansa, British Airways ve Air France), hisse satın alarak ortak olacak.
Ryanair’in efsanevî CEO’sunun bu keyifli sohbetini seyretmeyi, herkese tavsiye ediyoruz.