Uçak yolcuları için en gerginlik verici etkenlerden bir tanesi, bavullarının nasıl taşınacağıdır.
Bu yüzden bir çok sık uçan yolcu, el bagajı ile seyahat etmeyi tercih eder.
Ancak uzun süreli seyahatlerde ve kalabalık ailelerde bu durum pek mümkün olmaz.
Böyle hallerde bavulları uçağın altına vermek kaçınılmaz olur. Ve hemen ardından da zihinlerde bir takım soru cümleleri uçuşmaya başlar.
“Acaba bavulum uçağa yüklenecek mi?”
“Bavulun içindekilere bir şey olur mu?”
“Bavulun kendisi zarar görür mü?”
Bagaj Yönetim Performansı İyileşiyor
SITA ve ATW tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen bir ankete göre, yolcuların bagaj konusunda yaşadığı sorunların %80’i, bagajların geç ulaşması kaynaklı.
Buna ilave olarak; bagajların %14’ü hasarlanırken, %5,5’lik bir bölümü de çalınıyor.
Hatırlanacağı üzere, havayolu şirketlerinin 2007 yılındaki bagaj yönetimi karnesi bir hayli kötüydü.
O yıl içerisinde dünya genelinde uçakla seyahat eden her 1.000 yolcudan 19’unun bagajı hasarlanmış veya kaybolmuştu.
Bu oran, sektörde kaydedilen en kötü performans olarak tarihe geçmişti.
Yolculardan gelen büyük tepkiler ve kayıp ve hasarlı bagajların sebep olduğu maliyet, havayolu şirketlerinin bagaj yönetimi konusunda hızlı bir biçimde projeler geliştirmelerini sağladı.
Havayolu şirketlerinin, havalimanı işletmecileriyle birlikte çalışmaları sonucunda mümkün olan en son teknolojiye sahip süreçler devreye sokuldu.
Ve böylece 2013 yılı sonu itibarıyla kayıp veya hasarlı bagaj oranı her 1.000 yolcuda 7’ye düştü. 2014 yılında ise bu oran 7,3 olarak gerçekleşti.
Gerçekleştirilen bu iyileştirmelerin sonucunda havayolu şirketlerinin yedi senelik toplam tasarrufunun 18 milyar USD mertebesinde olduğu tahmin ediliyor.
Lufthansa, Bagaj Yönetimi Konusundaki Yatırımlarına Devam Ediyor
Bagaj yönetimi konusunun yolcular nezdindeki öneminin bilincinde olan Lufthansa, söz konusu süreci iyileştirmeye yönelik yatırımlarına devam ediyor.
Hatırlanacağı üzere Lufthansa, Bag2Go adlı inovatif ürünün ilk müşterisi olmuştu.
Şirket bunun yanı sıra evde bagaj etiketi basımı, mobil bagaj etiketi ve yine mobil bagaj takip sistemi uygulamasını da devreye sokmuştu.
Bunlarla yetinmeyen Lufthansa, önümüzdeki aylardan itibaren, yolcuların bavullarını alacağı karuzelin numarasını ve bavulların ilk çıkış zamanını da yine mobil uygulama üzerinden bildirmeye başlayacak.
Mobil “kayıp bagaj servisi” ve anında tazminat başvurusu gibi unsurlar da yine şirketin bu yönde yapacağı yatırımların dahilinde yer alıyor.
Lufthansa’nın bagaj yönetimi sürecini geliştirmeye yönelik olarak 2016 yılında yapacağı en önemli yenilik ise, “self bag drop” yani yolcuların check-in bankolarına uğramaksızın bavullarını kendilerinin teslim ettiği noktalarda gerçekleştirilecek.
Yeni sistem sayesinde, self bag drop noktalarında yolcuların yapması gereken işlemler neredeyse sıfırlanıyor.
Yolcu bavulunu gereken yere yerleştirdikten sonra sistem süreci ele alıyor ve RFID, barkod ve bagaj etiketi teknolojileri sayesinde geri kalan tüm işlemleri tamamlıyor.
Sistem bavulu tarıyor ve yolcunun PNR’ı ile eşleştiriyor. Herhangi bir sorun veya “fazla bagaj” durumu yoksa, yolcunun cep telefonuna mobil bagaj pusulası gönderiliyor ve süreç işlemeye devam ediyor.
Standart self bag drop sistemleriyle mukayese edildiğinde, yeni sistem sayesinde %70’leri aşan oranda bir zaman tasarrufu sağlanması öngörülüyor.
Yolculara düşen en önemli görev, havalimanına gelmeden önce kendi bagaj etiketlerini bastırmış olması veya Bag2Go adlı ürünü kullanıyor olmaları.
Neticede yolcular, bavullarının hangi aşamalardan geçmekte olduğunu anbean takip etme şansına sahip olacak ve gereksiz stres yaşamaktan kurtulacak gibi görünüyor.
Lufthansa, yeni self bag drop sistemini öncelikle Frankfurt ve Münih’te hizmete sokmayı hedefliyor.