ABD’nin Boston kentinde yayınlanmakta olan Boston Globe adlı gazetede, Qatar Airways aleyhine son derece ağır bir ilan verildi.

The Alliance for Workers Against Repression Everywhere (AWARE) adlı sivil toplum kuruluşu tarafından verilen tam sayfa ilanda okuyuculara, Qatar Airways hakkında çoktan seçmeli bir soru sorulmuş.

Söz konusu ilan, Qatar Airways’in Doha – Boston seferlerinin başladığı bugün (16 Mart 2016) verilerek, kamuoyunun ilgisini bu yöne çekmeyi amaçlıyor.

---

Qatar Airways:

A) Tamamen devlet tarafından işletilen bir devlet firması

B) Kadın çalışanlarını istismar eder

C) Korkunç bir insan hakları ihlalcisi

D) Yukarıdakilerin hepsi

Senin seçimin ne olacak, Boston?

#boycottqatar

---

Doğrusunu söylemek gerekirse, yakın geçmişte bir havayolu şirketinin bu kadar ağır bir biçimde eleştirildiğini hatırlamıyoruz.

Qatar Airways’in böyle bir şeyi hak ettiğini de inanmıyoruz.

Bakalım Qatar Airways’in bu sert ilana cevabı ne olacak?

Tabii daha da önemlisi, Boston halkı, Qatar Airways’i boykot etmeye çağıran bu ilana ne kadar itibar edecek?

Önümüzdeki günlerde bunu hep birlikte göreceğiz.

Körfez ile Amerikalı Taşıyıcılar Arasındaki Rekabet

Son on yıl içerisinde havayolu sektörünün çehresi baştan aşağı değişmiş durumda.

Basra Körfezi’nin batı kıyılarını kendilerine merkez yapan Emirates (Dubai), Etihad Airways (Abu Dabi) ve Qatar Airways (Doha) ile birlikte Türk Hava Yolları (THY), yapmış oldukları atılımla sektörde, “oyun değiştirici” etkisi yarattılar.

Oldukça hızlı bir biçimde büyüyen bu dört havayolu şirketine, Güneydoğu Asya’daki oyuncuların katkısı da eklenince, havayolu sektörünün merkezi hızlı bir biçimde doğuya doğru kaydı.

Bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor.

Sonuçta başta Emirates olmak üzere, bölgenin önde gelen havayolu şirketleri (Etihad ve Qatar Airways), “süper-bağlayıcı” şeklinde tanımlanmaya başlandı.

Özellikle Avrupa ile Asya, Avustralya ve Afrika arasındaki hava trafiğinde etkisi gözlemlenen bu fenomen, Avrupalı ve Amerikalı havayolu şirketlerini harekete geçirdi.

Körfez’deki havayolu şirketlerine karşı geliştirilen en önemli argüman, söz konusu şirketlerin adil rekabet ortamını sekteye uğratacak bir biçimde devlet desteği alıyor oldukları.

Air France ve Lufthansa, Avrupa Birliği’ni bu konuda aktif bir rol oynaması yönünde teşvik ederken, Amerikalı havayolu şirketleri, geliştirdikleri bir inisiyatif çerçevesinde Körfez’den gelen rekabetin yerel ekonomiye olan menfî etkilerinin üzerinde duruyor.

Körfez merkezli havayolu şirketleri ise buna karşı olarak, yapmış oldukları girişimlerin yerel ekonomilere olan faydalarını vurguluyor.

Buna ilave olarak Emirates, Avrupa ile Amerika kıtası arasında, 5. Trafik Hakkı çerçevesinde sefer yapabileceğini açıklamıştı.

Delta, American ve United Airlines, Körfez’deki havayolu şirketlerinin son on yıl içerisinde 42 milyar USD tutarında devlet yardımı aldıklarını iddia ederken, Etihad Airways tarafından yapılan bir açıklamaya göre ise ABD’li şirketler 2000 yılından günümüze, 70 milyar USD civarında sübvanse edildi.

Bu yardım büyük oranda iflas koruması ve kıdem tazminatı garantileri şeklinde gerçekleşti.