Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın yeni dönem CEO’su, halihazırda Alir France-KLM’in CEO’su durumundaki Alexandre de Juniac oldu.
1 Temmuz 2011′den bu yana IATA CEO’su konumundaki Tony Tyler‘ın yerine uygun bir aday arayan ve aralarında THY Genel Müdürü Temel Kotil’in de bulunduğu IATA Guvernörler Kurulu oybirliği ile, Alexandre de Juniac’ın aday gösterilmesi kararını aldı.
IATA’nın 1-3 Haziran 2016 tarihlerinde İrlanda’nın başkenti Dublin’de yapılacak olan yıllık genel kurulunda bu kararın onaylanması ve devir teslim sürecinin başlaması bekleniyor.
1995 – 2009 yılları arasında Fransız uzay, havacılık ve savunma devi Thales’te çeşitli pozisyonlarda çalışan Alexandre de Juniac, 2011 – 2013 yılları arasında ise Air France’ın CEO koltuğuna oturmuştu.
2013 yılında Air France-KLM’in başına geçen ve halen bu görevini devam ettirmekte olan de Juniac, IATA’daki yeni görevine başlamasına paralel olarak, Air France-KLM’den ayrılacak.
Alexandre de Juniac, IATA tarihinin yedinci CEO’su olacak.
Ondan önce sırasıyla Sir William Hildred (1946-1966), Knut Hammarskjöld (1966-1984), Gunter Eser (1985-1992). Pierre Jeanniot (1993 -2002), Giovanni Bisignani (2002-2011) ve en nihayetinde Tony Tyler (2011-2016) bu görevi üstlenen sektör liderleri olmuşlardı.
Havayolu 101 olarak, Sayın Alexandre de Juniac’a yeni görevinde, Tony Tyler’a ise kariyerinin devamında başarılar diliyoruz.
IATA Ne Kadar Kuvvetli?
1945 yılında kurulan IATA halen, dünya genelindeki 264 üye havayolu şirketi ile, küresel hava trafiğinin %83’ünü temsil ediyor.
Ama doğrusunu söylemek gerekirse, bu uluslararası kurum, 1978 yılında ABD’de başlayan deregülasyon akımından önceki güçlü halinden çok uzakta bulunuyor.
Bilindiği üzere, 24 Ekim 1978 tarihinde zamanın ABD Başkanı Jimmy Carter tarafından imzalanarak yürürlüğe giren “Airline Deregulation Act” ile, iç hat pazarındaki hat, tarife ve ücret kısıtlamalarını kaldıran ABD, 1979 yılından itibaren diğer devletlerle “açık semalar” anlaşmaları yapmanın yollarını aramaya başlamıştı.
Sektörde liberalleşmenin sağlanabilmesi halinde verilen hizmetin çeşitlenerek kalitesinin artacağı, yolcu trafiğindeki yükselişin iktisadî büyümeyi beraberinde getirip neticede daha fazla kişinin iş bulabileceği savunuluyordu.
ABD’yi, 1980’li yıllarda Avrupa takip etmiş ve neticede IATA, sektör üzerindeki etkin denetim mekanizmasını kaybetmişti.
1978 yılında ABD’de gerçekleştirilen deregülasyon, havayolu sektörü için ciddi bir kırılma noktasıdır.
O tarihe kadar neredeyse sıfır rekabet içerisinde işleyen sistem, deregülasyon kararının ardından ciddi bir sarsıntı geçirmişti.
İşte 1978 sonrasında sektörde verimliliği artırmaya yönelik olarak gerçekleşen bazı yenilikler:
- Hub & Spoke yapısı
- Gelir yönetimi sistemlerinin yaygınlaşması
- Sadakat programlarının geliştirilmesi
- Kapasite yönetimi
- Personel maliyetlerini azaltma çabaları
- CRS kullanımının yaygınlaşması ve öneminin artması
- Ölçek ekonomisi, yani şirketin büyüklüğünden faydalanma (economis of scale)