Akaryakıt giderleri, havayolu şirketlerinin maliyet kalemleri arasında açık ara en önde yer alıyor.
Toplam maliyetler içerisinde akaryakıtın payı, network taşıyıcı şirketlerde %30-35 civarında seyrederken, düşük maliyetli iş modelini benimseyen havayolu firmalarında bu oran %50 mertebesine kadar yükselebiliyor.
Havayolu şirketleri için akaryakıt giderlerini diğer giderlerden ayıran en önemli husus, bu büyük maliyet kaleminin dışsal oluşu.
Personel giderleri, uçak kiraları, havalimanı vergileri gibi harcamaların, öyle ya da böyle, bir şekilde kontrol altında tutulması mümkün olabilirken, petrol fiyatları tamamen dünyadaki siyasî ve ekonomik konjonktür çerçevesinde şekilleniyor.
Bu duruma karşı alınabilecek tedbir sayısı çok fazla değil.
Bazı şirketler hedging işlemleri yapıp riske girerken, Delta Air Lines gibi, petrol rafinerisi satın alarak son derece sıra dışı yöntemlere başvuranlar da bulunuyor.
Havayolu Şirketleri, Akaryakıt Fiyatları Düştüğü İçin mi Kâr Ediyor?
Oliver Wyman adlı web sitesi yine çok güzel bir akaryakıt hesabı yayınladı.
İlgili sayfada, 2000 yılının Ocak ayından bugüne dek, aylık bazda akaryakıt fiyatları yer alıyor.
Bilgiler, Amerikalı havayolu şirketlerini kapsıyor.
Sayfadaki açılır menülerden, yıl ve havayolu iş modeli seçerek, farklı tarihlerdeki farklı bilgilere ulaşmak mümkün olabiliyor:
Galon başı Jet A1 maliyeti, operasyonel kâr marjı, yolcu başına harcanan akaryakıt miktarı (galon), yolcu başına akaryakıt maliyeti gibi bilgilerin yanı sıra, tek yön bir bilet ücretinin ne kadarının akaryakıt kaynaklı olduğunu da buradan görmek mümkün.
Mesela akaryakıt fiyatlarının günümüze nispeten bir hayli düşük olduğu 2000 yılında, bir dış hat bileti ortalama 282 USD iken, bu fiyatın %17 oranındaki bölümünün akaryakıt kaynaklı olduğu görülüyor.
Aynı yıl ABD’li havayolu şirketlerinin operasyonel kâr marjı ise %5,4 seviyesinde gerçekleşmiş.
2015 yılına geldiğimizde, ortalama tek yön bilet fiyatının 394 USD, bundaki akaryakıt payının %28,5 ve ABD’li havayolu şirketlerinin operasyonel kâr marjının %14,3 mertebesinde olduğu görülüyor.
2000 ile 2015 yılları arasındaki akaryakıt maliyeti farkı ise neredeyse yarı yarıya.
Bu noktada akla şu soru geliyor:
Havayolu şirketlerinin operasyonel kâr marjında görülen artışın ardında gerçekten sadece akaryakıt fiyatlarındaki düşüş mü yatıyor?
Evet, düşük akaryakıt fiyatları, havayolu şirketlerinin son iki senedir elde ettiği göz kamaştırıcı mâlî performansın en önemli etkenlerinden bir tanesi.
Bununla birlikte, diğer bazı etkenler de, kârlılıkta ciddi pay sahibi.
Uçak satın alma veya kiralama maliyetleri ve teknik bakım giderlerinde de son dönemde gözle görülür düşüşler yaşanıyor.
İlave olarak; özellikle 2001 yılı sonrasında çok zor bir dönem geçiren havayolu şirketleri, verimlilik noktasında kendilerini bir hayli geliştirdiler.
Kapasite yönetiminde uzmanlaşan şirketler, arz/talep dengesini çok iyi ayarlayarak, yolcu doluluk oranlarını olabilecek en yüksek seviyelerde tutmayı başardılar.
Havayolu şirketleri ayrıca, hem ürün çeşitlendirmesi yaparak hem de ilave gelir unsurları üreterek, cirolarını ciddi miktarda artırdı.
Neticede, şu günlerde 40 USD civarında seyreden petrolün varil fiyatı yakın bir gelecekte ani artışlar göstermezse, havayolu şirketleri nadiren tecrübe ettikleri kârlı bilançoların keyfini sürmeye devam edecek gibi görünüyorlar.
Ancak küresel çapta yüksek boylu siyasî dalgalanmaların yaşandığı gerçeği karşısında, tedbiri elden bırakmamak ve petrol fiyatlarında yaşanması muhtemel sert yükselişlere de hazırlıklı olmak şart.
Comments
2 responses to “Havayolu Şirketleri, Akaryakıt Fiyatları Düştüğü İçin mi Kâr Ediyor?”