Artan yolcu sayısına paralel olarak havalimanı kapasitelerini artırmak o kadar da kolay bir şey değil.

Ancak yıllar içerisinde hızlı bir biçimde gelişen teknoloji ve yolcuların kullanımına sunulan çeşitli uygulamalar, havalimanlarından geçen yolcu sayısının, terminal kapasitelerinden daha hızlı bir biçimde artmasının önünü açtı.

Havalimanı işletmecilerinin en fazla odaklandığı konuların başında self-service uygulamalar geliyor.

Kanada’nın Québec kentinde bulunan ve ülkenin küçük ama en eski (kuruluşu 1939) meydanlarından bir tanesi durumundaki Jean Lesage Havalimanı da (IATA: YQB, ICAO: CYQB), self-service uygulamalarına büyük önem veriyor.

Jean Lesage Havalimanı, 2002 yılından bu yana yılda ortalama %7,7 oranında büyüyor.

2002’de 607.000 olan yolcu sayısı, günümüzde 1,5 milyonu aşmış durumda.

2020 yılına gelindiğinde bu sayının 2 milyona ulaşması bekleniyor.

Jean Lesage Havalimanı’ndaki hızlı ve istikrarlı büyüme sonucunda, bundan sekiz sene önce gerçekleştirilen modernizasyon ve genişleme projesi, 2016 yılına gelindiğinde artık yetersiz kalmaya başladı.

Neticede, Jean Lesage Havalimanı yeni bir kapasite artışı projesi geliştirmek zorunda kaldı.

Yeni genişleme projesi çerçevesinde terminal alanı iki katına çıkarılırken, yolcu kapasitesi ise dört katına yükseltilecek.

Bu işin sırrı tabii ki, self-service özellikli yeni teknoloji yatırımlarından geçiyor.

Self-service check-in kioskları, self-service bagaj teslim üniteleri ve otomatik pasaport kioskları, projenin kalbini oluşturuyor.

Dış hat uçuşları için kullanılacak ilave bagaj karuzelleri, dört yeni biniş kapısı (gate) ve pasaport kontrol alanının yeniden tasarlanması da, proje dahilinde gerçekleştirilecek diğer yenilikler.

Havayolu 101’de bizim de zaman zaman belirttiğimiz gibi, Jean Lesage Havalimanı yöneticileri de, kısa vadeli bir gelecekte terminallerdeki check-in salonlarının dönüşerek birer “bagaj teslim noktası” haline geleceğini düşünüyor.

Sektörde on yılı aşkın bir süredir kullanılan ve oldukça yaygınlaşan online check-in ve mobil biniş kartı uygulamalarının yanı sıra, “sabit bagaj etiketi” ve “ev/ofiste basılan bagaj etiketi” imkânlarının da önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde hızlı bir biçimde yaygınlaşacağını ön görüyoruz.

Böylece yolcular, havalimanı terminallerinin “kara tarafında” yer alan check-in alanlarında çok daha az süre geçirecek ve hızlı bir biçimde “hava tarafına” geçerek, daha konforlu ve daha az stresli bir seyahat imkânına kavuşacak.