İlk uçuşunu 11 Şubat 2000 tarihinde gerçekleştirerek sektöre merhaba diyen JetBlue, uçak yolcusuna sunduğu imkânlarla rakiplerinin önüne geçmişti.
Kurucusu David Neeleman önderliğinde, “insaniyeti” havayolu sektörüne geri getirme amacındaki şirket, dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı.
Yeni uçaklar, deri koltuklar, geniş iç mekan, her koltuğun arkasında canlı TV yayınları gibi, ABD iç hat yolcusunun pek de alışık olmadığı konfor unsurları, JetBlue’nun başarıya giden yoldaki en önde gelen avantajlarıydı.
Ancak yıllar geçip, internet teknoloji ve uygulamalarında hızlı gelişmeler yaşanınca, yolcuların beklentileri de buna göre şekillenmeye başladı.
Bu noktada JetBlue uçaklarında bir şeyin eksikliği git gide daha fazla hissedilir olmuştu:
İnternet bağlantısı.
Rakipleri uçakta internet hizmeti verirken, JetBlue ancak 2013 yılının Aralık ayında ve sadece bir uçakta yolcularını online hale getirebildi.
Fly-Fi adını verdiği bu hizmeti hızla yaygınlaştıran ama bununla da yetinmeyen şirket, daha o tarihlerde yolcusuna vermiş olduğu sözü unutmadı ve geçtiğimiz günlerde, uçakta sunmuş olduğu internet bağlantısının tamamen ücretsiz hale getirildiğini duyurdu.
Halihazırda JetBlue’nun filosunda bulunan 227 uçağın tamamı internet bağlantısı ile donatılmış durumda.
Ve yolcular uçağa bindikleri andan itibaren interneti kullanabiliyorlar.
Diğer havayolu şirketlerinin internet bağlantısının uçak kalkış yapıp belli bir irtifanın üzerine çıktıktan sonra devreye girdiğini hemen hatırlatalım.
Bilindiği üzere 2015 yılından bu yana, JetBlue ile Amazon arasındaki işbirliği sayesinde yolcular, Amazon Prime’da bulunan video içeriğine ulaşıp binlerce program arasından seçim yapma şansına sahip.
Zaten daha bu anlaşmanın duyurulduğu günlerde kulislerde, jetBlue’nun internet hizmetini ücretsiz bir biçimde sunabilmesi için, Amazon.com tarafından mâlî destek sağlanabileceği konuşuluyordu.
Kim bilir belki de bu durum gerçekleşmiş ve JetBlue yolcuları Amazon sayesinde bedava internete kavuşmuştur.
JetBlue Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Jamie Perry yaptığı açıklamada, “Sene 2017 ve yolcularımız her zaman her yerde internete bağlı olmak istiyor; ister evindeki kanepede uzanıyor olsun, isterse 10.000 metre yükseklikte.” şeklinde konuştu.
Jamie Perry ile tamamen hemfikiriz.
Beğensek de beğenmesek de, internet hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda.
Özellikle genç nesiller için internetsiz bir dünya adeta hayal edilemez bir niteliğe büründü.
Bakalım JetBlue’nun bu önemli hamlesinin ardından, pazardaki rakipleri onu takip edecek mi?
Daha da önemlisi, seyahat sektörü açısından baktığımızda, acaba havalimanları ve oteller hızlı ve ücretsiz internet bağlantısı konusunda nasıl bir adım atacak?
Bu sorunun cevabı aslında belli ama bakalım eskide ısrar edenler daha ne kadar direnebilecek?