Amsterdam Schiphol Havalimanı ve KLM, yolcuların uçağa biniş (boarding) sürecini hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yüz tanıma teknolojisi kullanılması konusunda bir deneme çalışması başlattı.
‘Biometric Boarding’ adı verilen yeni sistemi kullanmak isteyen yolcular, gönüllü olarak bu uygulamadan faydalanabilecek.
Bu iş için şimdilik havalimanının F6 kodlu uçağa biniş kapısı tahsis edilmiş durumda.
Buradan biniş yapan bir yolcu öncelikle, aynı noktada bulunan bir kiosk makinesinde pasaportunu ve biniş kartını taratacak. Yine aynı makine, yolcunun bir yüz fotoğrafını çekecek.
Ardından uçağa binmek üzere son kontrol noktasına gidecek olan yolcu burada belirtilen yerde durarak, karşısındaki kameraya bakacak.
Sistem yolcunun yüzünü, o uçuş için kaydedilmiş yüzlerle karşılaştıracak.
Sonuç olumluysa yeşil ışık yanacak ve kapı açılarak yolcunun uçağa doğru geçmesine izin verilecek. Aksi bir durumda yolcunun uçağa geçmesi mümkün olmayacak.
Bu işlem sırasında yolcunun pasaportunu ve biniş kartını cebinden çıkartmasına gerek kalmayacak.
Mahremiyetin korunması amacıyla, yolcu uçağa biner binmez kendisiyle ilgili bilgiler sistemin hafızasından silinecek.
Yüz tanıma sistemine ilişkin deneme süreci üç ay boyunca devam edecek.
Bu süre zarfında söz konusu teknolojinin hızı, güvenilirliği ve kullanım kolaylığı test edilecek.
Ayrıca, uygulamanın biniş sürecine ve yolcu deneyimine olan katkısı da değerlendirilecek.
Yolcuların uçağa biniş (boarding) sürecini hızlandırdığı ve kolaylaştırdığı tespit edilirse, yüz tanıma sistemi kademeli olarak Schiphol Havalimanı’nın diğer biniş kapılarını da kapsayacak şekilde genişletilecek.
Aslında bu yeni uygulama, 2018 yılında “En önde gelen Dijital Havalimanı” (Leading Digital Airport) olma iddiasındaki Schiphol’ün yürütmekte olduğu farklı bir çok projenin bir diğeri.
2015 yılında devreye sokulan özel güvenlik taraması ve yolcuların diz üstü bilgisayarlarını ve sıvılarını çantalarından çıkarmasına gerek bırakmayan özal tarayıcı, yukarıda belirttiğimiz kapsamda geliştirilen diğer uygulamalar arasında yer alıyor.
Schiphol Havalimanı, önümüzdeki dönemde de, seyahat rahatlığını artıran ve havalimanı süreçlerini kolaylaştırıp hızlandıran inovatif ürün ve hizmetlerin hayata geçirilmeye devam edeceğini belirtiyor.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz üzere, geliştirilen yeni teknolojiler ve bunlara bağlı uygulamalar sayesinde, 2020’li yıllarda havalimanı terminallerinin çehresinin baştan aşağıya değişeceğini düşünüyoruz.
Bu yılın ikinci yarısında açılması hedeflenen Singapur Changi Havalimanı Terminal 4 binasının, bu yönde atılan ilk kapsamlı ve bütünsel adım olduğuna inanıyor ve bu terminalin açılışını merakla bekliyoruz.