Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz San Francisco seyahatinde, Türk Hava Yolları’nı (THY) tercih ettik.
Yolculuğun uzunluğunu düşünerek, Business Class’ta seyahat etmenin daha yerinde olacağına karar verdik.
Yaklaşık 12 saat süren TK 0079 sefer sayılı uçuşu, THY filosuna 26 Ekim 2010 tarihinde katılan TC-JJF kuyruk tescilli Boeing 777-300ER uçakla yaptık.
THY’nin bu serideki uçaklarında, 49 adet Business Class ve 300 adet Economy Class olmak üzere toplam 349 adet koltuk bulunuyor.
Aslında bu uçaklar THY filosuna ilk katıldıklarında, 28 Business + 63 Comfort + 246 Economy olmak üzere toplam 337 koltuk kapasitesine sahiplerdi.
Daha sonra yapılan bir kabin içi yenileme çalışmasının ardından uçaklar, yeniden iki sınıflı düzene çevrilmişti.
Havalimanı
İstanbul Atatürk Havalimanı’nın dış hatlar terminalinde, Business Class yolcuları için ayrılmış bir kapı bulunuyor.
E2 adlı bu girişten, Business Class yolcularının yanı sıra, THY’nin sık uçan yolcu programı Miles&Smiles’ın Elite ve Elite Plus üyeleri de faydalanabiliyor.
Terminale girdikten hemen sonra, THY’nin yine Business Class yolcuları için ayırmış olduğu bankolardan check-in yaptırmak mümkün.
Her ne kadar online check-in yaptırıp, mobil biniş kartımızı almış olsak da, uçuşumuz ABD’deki bir noktaya olduğundan, bu bölümdeki özel güvenlik noktasından geçmek mecburiyetindeydik.
Bu aşamadan sonra Business Class yolcularının, terminalin hava tarafına geçmek için iki seçeneği bulunuyor.
Ya genel pasaport kontrolünün yapıldığı noktada bulunan özel Business Class sırası, ya da THY’nin özel yolcu salonuna doğrudan girişin bulunduğu geçiş yeri.
Özel Yolcu Salonu
THY’nin ödüllü yolcu salonu Lounge Istanbul, iki kattan oluşuyor.
Nispeten daha tenha olduğundan genelde alt katı tercih ediyoruz.
Mercimek çorbasını içtikten sonra bir kaç tane pide yiyoruz.
Ardından elma suyu ve muz ile devam ediyoruz.
Her ne kadar Lounge İstanbul’da seçenek çok olsa da, uçuş öncesi karnımızı tamamen doldurmak istemiyoruz.
Boarding
Uçağın kalkış saatine 45 dakika kadar kala, 230 no’lu biniş kapısına vardık.
TAV’ın geçen sene içerisinde hizmete soktuğu ve terminale ilave olarak yapılan bu bölgedeki kapılara ulaşmak için bir hayli uzun bir mesafeyi kat etmek gerekiyor.
Bu yüzden, biniş kapısı bu bölgede olan yolcuların, uçağa geç kalmamak için zaman yönetimi açısından dikkatli olmasında fayda var.
Koltuk
Samimi olmak gerekirse, sektör genelindeki premium havayolu şirketleri arasındaki trend, Business Class kabin konfigurasyonunun her geçen gün yolcuya daha fazla özel alan sunması yönünde.
2015 yılının Ağustos ayında tecrübe ettiğimiz Singapore Airlines Business Class’ı buna güzel bir örnek teşkil ediyor.
O uçuşumuz kullandığımız Boeing 777 tipi uçağın Business Class koltuk düzeni, 1-2-1 şeklindeydi.
THY filosundaki tüm A330 ve A340’ların Business Class’larının koltuk konfigurasyonu ise, 2-2-2 şeklinde. Boeing 777 filosunda koltukların, 2-3-2 düzeninde olduğunu görüyoruz.
THY’nin Business Class koltukları tamamen yatıyor.
Ön koltukla aradaki mesafe son derece fazla.
Bu durum bir yandan son derece ferah bir ortam sağlarken, diğer taraftan ise mahremiyet açısından menfi bir durum ortaya çıkarıyor:
Yolcular, birbirlerinin IFE ekranında ne seyrettiğini rahatlıkla görebiliyor.
Buna ilave olarak, önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşacağını tahmin ettiğimiz dokunmatik ekranların, THY’nin mevcut koltuk düzeninde yolcular tarafından “dokunarak” kullanılması mümkün değil.
Ayrıca koltuk ceplerinde bulunan dergileri alabilmek için de mutlaka yerinizden kalkmanız veya öne doğru bir hayli uzanmanız gerekiyor.
Son olarak, koltuklarda, yanımızda bulunan kitap, cep telefonu, el çantası gibi eşyamızı koyacak bölmeler bulunmuyor.
İkram
THY’nin ikramını Havayolu 101’de sık sık ele alıyoruz.
Sekiz saati aşan tüm uzun menzilli uçuşlarda olduğu gibi, San Francisco seferlerinde de iki servis bulunuyor.
Her zamanki gibi “hoşgeldiniz içeceği” ile başlayan ikram servisi boyunca, çeşitli mezelerin yanı sıra, salata, çorba, ana yemek, tatlı gibi alternatifleri tatma fırsatı bulduk.
Bununla birlikte, özellikle ilk servisin içeriğinin azaldığını ve sunum şeklinin biraz daha sadeleştirildiğini gördük. Aperatifin olmadığı ve meze ve tatlı içeriğinin azaltıldığı dikkatimizi çekti.
Ana yemek olarak birinci serviste “Izgara Kılıç Şiş”, ikinci serviste ise “Jumbo Karides ve Istakoz Soslu ‘Tagliatelle’ Makarna” tercihimiz oldu.
Uçak İçi Konfor ve Eğlence
THY, uçak içi konfor unsurlarında son yıllarda ciddi bir atılım yaptı.
Artık uçaklara bindiğimizde ilk baktığımız şeylerden bir tanesi, uçuş sırasında internet bağlantısı olup olmadığı.
Boeing 777-300ER tipi uçağımızda seyahat boyunca internet bağlantısı mevcuttu.
Business Class yolcularına ücretsiz olarak sunulan bu hizmetten faydalanmak isteyen Economy Class yolcuları da, düşük bir bedel karşılığında bu imkânı elde edebiliyor.
Öte yandan, yolculara dağıtılan konfor paketleri (amenity kit), hem içerik olarak zengin, hem de ürünler kaliteli.
Bu kez şansımıza, “Furla” markalı çanta çıktı.
THY, çocuk yolcularını da unutmuyor.
Çocuklar için özel olarak hazırlanan çantalar, uçaktaki küçük yolculara dağıtılıyor.
Uçak içi konfor ve eğlence açısından Boston uçuşumuzda fark ettiğimiz yenilik, Denon marka kulaklıklar oldu.
Müzik severlerin yüksek kaliteli ürünleriyle tanıdığı Denon markasının kulaklıkları, THY’nin Business Class yolcularının hizmetine sunulmuş durumda. Tabii uçuşun sonunda kabin ekibi tarafından geri toplanmak şartıyla…
Bunun yanı sıra, uyumak istediğinizde kabin ekibi tarafından getirilen uyku seti (yastık, battaniye, çarşaf) son derece kaliteli ve faydalı.
Yolcu deneyimini kuvvetle etkileyen bir diğer konfor unsuru ise, uçak içi eğlence sisteminin içeriği.
Gerek film, dizi ve belgesel olarak, gerekse müzik içeriği bakımından THY’nin eğlence sistemi bir hayli zengin.
Eğlence sisteminin ara yüzü geçtiğimiz aylarda değişmişti. Bazı noktalarda “ince ayar” gerektirmekle birlikte yeni ara yüz, eskisine nispeten daha hoş tasarım ve renklere sahip.
Uçağın Business Class tuvaletlerinde ise hoş bir parfüm kokusunun yanı sıra kaliteli sıvı sabun ve el kremi bulmak da mümkün.
Kabin Ekibi
Uçuşumuzdaki kabin ekibi gayet kibar ve gayretliydi.
Özellikle bizim bulunduğumuz sıradan sorumlu olan kabin personelinin yabancı dil ve uçak içerisinde sunulan ürünlere olan hâkimiyeti, dikkat çekiciydi.