“Yüz Tanıma” teknolojisi kullanan havayolu şirketleri kervanına British Airways de katılıyor.
İlk olarak Londra Heathrow Havalimanı’nda başlayacak uygulama ile, yolcuların uçağa biniş (boarding) sürecinin hızlandırılması hedefleniyor.
Terminal 5’teki merkezî güvenlik kontrol noktasına yerleştirilecek olan biometrik kameralar, yolcuların yüzleri ile birlikte biniş kartlarını da tarayacak.
Yolcu daha sonra biniş kapısına vardığında, yine buraya da yerleştirilmiş olan biyometrik kameralar ile yüzü yeniden taranacak ve merkezî güvenlik noktasındaki tarama ile eşleştirilerek teyit edilecek.
Yolcunun kimliğinin sistem tarafından teyit edilmesi halinde kapı açılarak, herhangi başka bir evrak gösterimine gerek kalmaksızın yolcunun uçağa binişine izin verilecek.
Yüz tanıma sistemi sayesinde hem uçağa biniş sürecinin hızlandırılması hem de yaşanan hatalı işlemlerin en aza indirilmesi hedefleniyor.
Deneme sürecindeki uygulama şimdilik sadece üç kapıda hizmete girmiş durumda.
Önümüzdeki aylarda 33 biniş kapısında daha yüz tanıma teknolojisi devreye sokulacak.
İlk aşamada sadece iç hat uçuşları için kullanılacak yeni sistem, daha sonra dış hatları da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacak.
Yolcuların kendi bavullarını kendilerinin teslim edebildiği cihazların (self-serve bag drop) ardından uçağa biniş sürecinde de self-service yöntemine geçilmesi, British Airways’in yıllardır sürdürmekte olduğu dönüşüm sürecinin önemli bir halkası olarak değerlendiriliyor.
Yüz Tanıma Teknolojisinin Kullanımı Giderek Yaygınlaşıyor
Havalimanlarında yüz tanıma teknolojisinin kullanımı giderek yaygınlaşıyor.
Bu teknoloji yakın bir gelecekte Kanada’daki belli başlı havalimanlarında da kullanılmaya başlanacak.
Kanada Sınır Hizmetleri Kurumu (Canada Border Services Agency) tarafından yürütülen proje çerçevesinde uygulamaya girecek olan proje, ülkenin sınır noktalarında kullanılmaya başlanan yeni nesil “self-service” kiosklarının bir parçası olacak.
İlk olarak önümüzdeki bahar aylarında Ottowa Havalimanı’nda hizmete girecek olan yeni teknolojili sistemlerin diğer havalimanlarına yerleştirilme işleminin, 2018 yılı içerisinde tamamlanması hedefleniyor.
Benzer bir başka proje çerçevesinde Amsterdam Schiphol Havalimanı ve KLM, yolcuların uçağa biniş (boarding) sürecini hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yüz tanıma teknolojisi kullanılması konusunda bir deneme çalışması başlatmıştı.
‘Biometric Boarding’ adı verilen yeni sistemi kullanmak isteyen yolcular, gönüllü olarak bu uygulamadan faydalanabilecek.
Paris Charles de Gaulle Havalimanı, yüz tanıma teknolojisinin kullanılmaya başlandığı bir diğer nokta.
Vision-Box adlı firmanın geliştirdiği yazılımın kullanıldığı sistem şimdilik deneme aşamasında.
Sadece güvenlik kontrolü noktasında geçerli olacak sistem, buradaki süreci hızlandırmayı amaçlıyor.
Görünen o ki, dünya genelindeki güvenlik algısı olumsuz yönde seyrettikçe, bu konuya ayrılan bütçeler artacak ve en yeni teknolojiler hızlı bir biçimde yaygınlaşacak.