Air France, “Boost” adını verdiği, düşük maliyetli yeni havayolu projesinin hazırlıklarına devam ediyor.
Hatırlanacağı üzere 2015 yılının sonlarına doğru, Transform 2015 adlı uzun vadeli yeniden yapılanma planının ardından, Perform 2020 adı verilen stratejik planı devreye sokan Air France üst yönetimi, uzun menzilli hatlarını daha kârlı hale getirebilmenin yollarını arıyordu.
O tarihlerde ATW adlı dergiye konuşan bir Air France sözcüsü, şirketin mevcut uzun menzilli hatlarının ancak yarısının kârlı olduğunu belirtmişti.
Perform 2020 planına göre, 2017 yılı sonunda Air France’ın uzun menzilli hatlarının %80’inin kârlı hale getirilmesi hedefleniyordu.
Ve bu amaca ulaşabilmek için, uzun menzilli pazarlarda düşük maliyetli bir alt markanın ne kadar fayda getireceği araştırılıyordu.
2016 yılının son döneminde Air France filosuna katılacak olan Boeing 787-9 tipi yeni nesil uçakların, kurulması henüz değerlendirme aşamasında olan düşük maliyetli yapı içerisinde kullanılabileceğine dikkat çekiliyordu.
Boost Başarılı Olabilir mi?
Boost projesi çerçevesinde, 2020 yılına gelindiğinde 10 adet geniş gövdeli uçağın, özellikle rekabetin çok yoğun olduğu turistik hatlarda kullanılması hedefleniyor.
Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen yatırımcı gününde yapılan bir sunumda, Boost hakkında daha ayrıntılı bilgi verildi.
Boost operasyonunun 2017/18 Kış Tarifesi ile birlikte başlaması ve 2020 yılına gelindiğinde, Air France’ın toplam uçuşlarının %10 oranındaki bölümünün Boost çatısı altında gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Air France, Boost sayesinde “milenyum nesli” gibi yeni yolcu segmentlerine ulaşıp, pazardaki mevcut düşük maliyetli taşıyıcılarla rekabete girişmeyi amaçlıyor.
Boost filosunda, 2018 yılı sonuna kadar 18 adet orta menzilli ve 2020 sonuna kadar da 10 adet uzun menzilli uçağın dahil edileceği belirtiliyor.
Bu uçaklar, “wet-lease” uygulaması şeklinde Air France’tan kiralanacak.
İlk aşamada 6 adet A321-200 filoya dahil edilecek. Bu sayı, 2018 yılının yaz aylarında 11’e yükselecek. Yine aynı yılın yaz aylarında, A340-300 tipinde üç veya dört uçak, Boost filosuna transfer olacak.
2019 yılının kış döneminde ise Airbus A350 tipi yeni nesil uçaklar kullanılmaya başlanacak.
Neticede 2021 yılına gelindiğinde Boost filosunda 6 adet A320, 12 adet A321 ve 10 adet A350 yer alması planlanıyor.
Filodaki tüm uçaklarda kablosuz internet bağlantısı olacak.
Yeni şirketin birim maliyetlerinin, Air France’a nispeten %15-18 oranında daha düşük olacağı hesaplanıyor.
Uçuş ekiplerinin maaşları ve uçuş sırasında yolculara sunulacak ikram içeriklerindeki farklılık, birim maliyetlerin düşük seviyelerde tutulmasını sağlayacak.
Boost projesinin hangi marka altında faaliyet göstereceği önümüzdeki aylarda duyurulacak.
Yeni markanın ilk aşamadaki muhtemel destinasyonlarının İtalya, Almanya, İspanya ve Türkiye’deki noktalar olacağını hemen ekleyelim.
Sonraki dönemde, New York, Mauritius, Bangkok, Kuala Lumpur gibi uzun menzilli hatlar da uçuş ağına dahil edilecek.
Yeni havayolu şirketinin hem grup bünyesindeki ana şirketler Air France ve KLM, hem de düşük maliyetli taşıyıcı Transavia’dan tamamen farklı bir iş modeli ve hizmet seviyesi ile yolcuların karşısına çıkacağı vurgulanıyor.
Bakalım planlar ve hedefler tutacak mı; Boost başarılı olacak mı?