Son altı aydır dünyada en fazla konuşulan kişilerin başında hiç şüphesiz ki, ABD Başkanı Donald Trump geliyor.
Aldığı kararlarla, yaptığı açıklamalarda sürekli gündemde olan Trump bu defa havayolu sektörüne el attı.
Geçtiğimiz Pazartesi günü yapılan açıklamaya göre Trump yönetimi, Amerikan hava trafik kontrol sistemini özelleştirmeyi planlıyor.
Bu sayede hem sistemin modernize edilmesi, hem de maliyetlerin düşürülmesi hedefleniyor.
Bekleme sürelerinin ve rötarların azaltılması ve uçuş rotası verimliliğinin artırılması söz konusu planın en önemli getirileri arasında yer alıyor.
Donald Trump’ın konuyla ilgili yaptığı açıklamaya, Airlines for America adlı lobi grubu önderliğinde United Airlines, Hawaiian Airlines, American Airlines ve Southwest Airlines’tan yetkililer katıldı.
Özelleştirme planını bir çok havayolu şirketi destekliyor.
Trump’ın bu planını eleştiren Demokratlar ise, hava trafik kontrol sisteminin özelleştirilmesinin, böylesine stratejik önemi olan bir altyapının, özel şirketlerin çıkarlarına ve büyük havayolu şirketlerine emanet edilmesi anlamına geldiğini iddia ediyor.
Plan hayata geçirilebilirse, hava trafik kontrol sistemi, ABD Federal Havacılık Dairesi’nin (Federal Aviation Administration (FAA)) denetiminden çıkarılmış olacak.
Halen FAA tarafından yönetilen sistem için yılda 10 milyar USD civarında harcama yapılıyor. Bunun yanı sıra, bu devasa sistemi modernize edebilmek için son yıllarda 7,5 milyar USD’den fazla yatırım yapılmış durumda.
Hava trafik kontrol sisteminin özelleştirilmesini savunan Trump, modernizasyon çalışmaları için harcanan paranın çöpe gittiğini ve özel bir yönetim ile bu işin çok daha hızlı ve ucuza yapılabileceğini iddia ediyor.
Yürürlüğe girebilmesi için Amerikan Kongresi’nin onayından geçmesi gereken teklife, Demokratların yanı sıra bazı Cumhuriyetçilerin de karşı çıktığı belirtiliyor.
Büyük havayolu şirketleri arasında plana karşı çıkan ise Delta Air Lines.
Delta, ülkenin hava trafik sisteminin son derece büyük olduğunu ve özelleştirme yapılarak tasarrufta bulunamayacağını öne sürüyor.
Delta ayrıca, sistemin devlet kontrolünde çıkarılmasının, ulusal güvenlik risklerini de beraberinde getireceğini belirtiyor.
Amerikan Uçak Sahipleri ve Pilotları Derneği de (The Aircraft Owners and Pilots Association), plana karşı çıkanlardan.
350.000 üyesi bulunan dernek, mevcut sistemin son derece emniyetli olduğunu ve üyelerinden sistemle ilgili herhangi bir şikayet duymadığını açıkladı.
Bu noktada 1981 yılına gidelim ve bir başka Cumhuriyetçi Başkan, Ronald Regan dönemine uzanalım.
Çalışma şartlarından ve maaşlarından memnun olmayan hava trafik kontrolörleri greve gider.
Ama çiçeği burnunda başkan Reagan, gençliğinde oynadığı kovboy filmleriyle meşhur birisi; yani şakaya gelmez.
Greve çıkan memurlara iki gün içinde işe dönmeleri yönünde çağrı yapılır. Toplam personelin ancak %10 kadarı işe döner. Geri kalan 11.345 memur greve devam eder.
Sonuç?
11.345 kişi işten çıkarılır. Hem de bir daha asla eski işlerine dönmemek üzere.
ABD’nin merkezî havalimanlarında trafik yarı yarıya azaltılır.
Ama böyle bir duruma karşı azar azar hazırlık yapmış olan Federal Havacılık Dairesi (FAA), kısa zamanda durumu toparlar ve askerî personelin yanı sıra istihdam edilen yeni personel ile yola devam edilir.
Bakalım Donald Trump, Amerikan hava trafik kontrol sistemine ilişkin radikal planını devreye sokabilecek ve Ronald Reagan gibi tarihe geçebilecek mi?