Amerika Birleşik Devletleri iç hat pazarının oldukça geniş olması sebebiyle, bu ülkedeki havayolu şirketleri operasyonlarını birden fazla merkeze (hub) yayarak yürütüyor.
Düşük maliyetli taşıyıcıların izlediği iş modelini bir yana bırakırsak, dünyanın diğer bölgelerinde, çoklu hub yapısını benimseyen havayolu sayısı oldukça az.
Zira bir havayolu şirketinin uçaklarını birden fazla havalimanında konuşlandırıp buna göre network planlama, gelir yönetimi, teknik bakım gibi çalışmaları etkin bir biçimde sürdürebilmesi o kadar da kolay bir iş değil.
Avrupa’da çoklu hub yapısına sahip havayolu şirketlerinden bir tanesi Lufthansa.
Lufthansa, Frankfurt’un yanı sıra uzunca bir süredir Münih Havalimanı’nı da ikincil bir hub olarak kullanıyor.
Ve geçtiğimiz Salı günü (13 Haziran 2017) yapılan bir açıklamaya göre şirket, Münih’teki uçuş faaliyetlerini genişletiyor.
2018 yılı yaz tarifesinden itibaren geçerli olacak yenilikler şu şekilde:
- Münih – Singapur hattı yeniden açılacak. Şirket bu hatta haftada beş uçuş gerçekleştirecek.
- Münih – Chicago hattındaki uçuş sayısı artırılacak. Halen günlük olarak icra edilen seferler, haftada on kez yapılacak.
- Lufthansa filosunda bulunan ve halihazırda Frankfurt merkezli olarak operasyon yapan 14 adet Airbus A380 tipi süper jumbo uçağın beş tanesi Münih’e transfer edilecek. Bu uçaklar, Münih ile Los Angeles, Hong Kong ve Pekin arasındaki uçuşlarda kullanılacak.
- Önümüzdeki iki yıl içerisinde, Lufthansa’nın Münih hub’ında iki adet daha geniş gövdeli uçak konuşlandırılacak.
- Rolls-Royce Trent tipi motora sahip Airbus A350’lerin ilki yine Münih’te hizmet verecek.
Lufthansa İcra Kurulu Üyesi ve “Hub Management” sorumlusu Harry Hohmeister yaptığı açıklamada, son yıllarda hub yönetiminde büyük gelişme kaydettiklerini ve artık uçaklarını farklı noktalarda konuşlandırıp işletebilme noktasında daha esnek bir yapıya kavuştuklarını belirtti.
Hohmeister, kalite, verimlilik ve büyümenin kendileri için en öncelikli konu olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu noktada, Lufthansa’nın Münih – İstanbul hattını daha 2015 yılının sonunda kapatmış olduğunu da hemen hatırlatalım.
Lufthansa Hub Management
Luthansa Group, 2015 yılının sonların geniş kapsamlı bir yeniden yapılanma sürecinden geçmişti.
Grup bünyesindeki network taşıyıcıların (Lufthansa, SWISS ve Austrian Airlines) ticarî yönetiminin, İcra Komitesi’ndeki tek bir kişi tarafından yürütülmesi ve söz konusu şirketler tarafından yolculara sunulan seyahat deneyiminin daha tutarlı ve entegre olması amaçlanmıştı.
Hub Management adı altında faaliyet gösteren bu yeni yapının başına, SWISS CEO’su Harry Hohmeister atanmıştı.
Network ve filo planlama, ürün yönetimi ve dağıtım kanalları gibi unsurlar, Hub Management çatısı altında yer almıştı.
Frankfurt, Münih, Zürih ve Viyana, bu yeni yapı içerisinde birer hub olarak tanımlanarak, her bir hub’ın başına Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcıları (Chief Commercial Officer) getirilmişti.
Münih Havalimanı Yeni Uydu Terminali
Lufthansa’nın Münih hub’ını geliştirme planlarından bahsederken, Münih Havalimanı’ndaki altyapı çalışmalarına da değinmemiz gerekiyor.
Yolcu sayısı bakımından Avrupa’nın en büyük dokuzuncu meydanı (42,2 milyon / 2016) olan Münih Havalimanı (MUC), bundan bir yıl kadar önce yeni uydu terminaline kavuşmuştu.
22 Nisan 2016 tarihinde gerçekleştirilen sade bir törenle resmen hizmete giren yeni uydu terminalde operasyon ise, 26 Nisan 2016 tarihinde başlamıştı.
Havalimanında bulunan Terminal 2’de olduğu gibi, yeni uydu terminalde de Münih Havalimanı işletmesi ile Lufthansa’nın işbirliği bulunuyor.
Projenin tasarım, inşaat ve finansman aşamalarında taraflar, %60 (Münih Havalimanı) – %40 (Lufthansa) oranında güç birliği yaptı.
Terminalin tasarım ve planlamasını, Münihli bir mimari firması olan Koch + Partner üstlendi.
27 adet kapı (gate) pozisyonu bulunan uydu terminal, Terminal 2’nin bir uzantısı şeklinde düşünüldü. Bu çerçevede bakıldığında, Terminal 2’nin yıllık yolcu kapasitesi, 25 milyondan 36 milyona yükselmiş oldu.
Uydu terminalin kara bağlantısı bulunmuyor. Buraya geçişler, Terminal 2 üzerinden yapılacak.
Check-in, güvenlik ve pasaport kontrollerini Terminal 2’de gerçekleştirecek olan yolculara daha sonra, 400 metre uzunluğundaki bir raylı sistem (Passenger Transport System) ile bir dakikalık bir süre içerisinde uydu terminale ulaşacak.
Gayet modern bir biçimde tasarlanan yeni uydu terminalde kablosuz internet bağlantısı yolculara ücretsiz bir biçimde sunulacak.
Bunun yanı sıra bekleme alanlarında bol miktarda USB ve standart priz girişi bulunuyor.
Toplam kapalı alanı 125.000 m2 olan altı katlı terminaldeki yeme-içme ve alış-veriş alanları yaklaşık 7.000 m2 büyüklüğünde.
Bu alanda 15 adet perakende dükkân, yedi adet restoran ve kafe ile üç farklı duty-free satış bölgesi yer alıyor.
Bu alanın mimarisi, alış-veriş seçenekleri ve geniş bir yelpazeye sahip yiyecek ve içecek çeşitleri, Bavyera’ya has özellikle taşıyor.
Lufthansa’nın yeni terminalde tam beş farklı noktada özel yolcu salonu (lounge) bulunuyor.
Terminalin dördüncü ve beşinci katlarında birer adet Business Class ve Senator Lounges yer alırken, altıncı katta da bir adet First Class/HON Circle lounge bulunuyor.
Bu salonların toplam alanı yaklaşık 4.000 m2.
Böylece Terminal 2’nin tamamındaki özel yolcu salonlarının alanı neredeyse ikiye katlanmış oluyor.
Yeni binanın kalbi ise, merkezde bulunan pazar yeri.
Münih’i ziyaret etmiş olanlar, 1807 yılından beri kentin merkezinde kurulan ve Viktualienmarkt adını taşıyan ünlü pazarı bilirler. İşte bu açık hava pazarı, Münih’in yeni terminalinde de temsil edilmiş.
Yeni uydu terminali, bagaj düzenleme sistemi, apron ve taksi yollarındaki çalışmalarla birlikte 900 milyon Euro’ya mâl oldu ve proje bütçesi dahilinde gerçekleştirildi.
Apron bölgesindeki çalışmaların gideri Münih Havalimanı tarafından üstlenilirken, diğer maliyetler, yukarıda belirttiğimiz şekilde 60/40 oranında havalimanı ve Lufthansa tarafından karşılandı.
Comments
One response to “Lufthansa, Münih Merkezini Kuvvetlendiriyor”