Air France-KLM ve Jet Airways, geniş kapsamlı bir işbirliği anlaşmasına (joint venture) imza attı.
Söz konusu anlaşma ile taraflar, Avrupa ile Hindistan arasındaki faaliyetlerini geliştirmeyi hedefliyor.
Hindistan havacılık tarihinde bir ilk olarak nitelendirilen bu işbirliğinin temelleri, 2014 yılında atılmıştı.
Air France-KLM ile Jet Airways arasında o yıl başlayan çalışmalar, 2016 yılında devreye giren bir codeshare anlaşması ile hız kazanmıştı.
Codeshare anlaşması, Kuzey Amerika ve Avrupa ile Hindistan’ın Mumbai ve Delhi kentlerini birbirlerine bağlamıştı.
Bu üç havayolu şirketi, Avrupa ile Hindistan arasında yılda yaklaşık 1,2 milyon yolcuya hizmet veriyor. Bu yolcuların hemen hemen yarısı, transatlantik uçuşlarıyla Kuzey Amerika’ya devam ediyor.
Transatlantik pazarının yanı sıra Avrupa içerisinde 106, Hindistan iç hatlarında ise 44 farklı nokta bu anlaşmanın çerçevesi içerisinde yer alıyor.
Dolayısıyla, Avrupa ve Hindistan’ın önde gelen havayolu şirketleri arasında yapılan joint venture anlaşması, uzun vadede büyük önem taşıyor.
Anlaşma sayesinde yolculara daha fazla seçenek, daha iyi bağlantı süreleri ve çeşitli kolaylıklar sağlanması hedefleniyor. İki tarafın satış ve hizmet süreçleri de birbirleriyle daha uyumlu bir hale getirilecek.
Flying Blue veJetPrivilege adlı sadakat programlarının yolculara sağladığı kolaylık ve imkânlar buna göre ayarlanacak.
İşbirliği sayesinde ayrıca Avrupa – Hindistan pazarının daha da büyütülmesi amaçlanıyor.
Son dönemde KLM tarafından başlatılan Amsterdam-Mumbai uçuşları ve Jet Airways’in açtığı Bengaluru-Amsterdam ve Chennai-Paris hatları, bu yönde atılan ilk adımlar olarak değerlendiriliyor.
Kuzey Amerika – Avrupa ve Hindistan’ı güçlü bir biçimde birbirlerine bağlayacak olan bu stratejik gelişmeye daha küresel bir açıdan baktığımızda, Air France-KLM ile Delta Air Lines arasında çok uzun yıllardan beridir devam eden yakın işbirliği çalışmalarının da bu işten fayda göreceğini söyleyebiliriz.
Anlaşma sadece yolcu tarafına odaklanmıyor. Air France KLM Cargo ve Jet Airways Cargo arasında imzalanan ayrı bir mutabakat zaptıyla, kargo işinde de yeni işbirliği fırsatları kovalanacak.
2017/18 kış tarifesi döneminde Air France, KLM ve Jet Airways şirketleri, Paris CDG ve Amsterdam Schiphol ile Hindistan’daki Delhi, Mumbai, Bengaluru ve Chennai kentleri arasında haftalık 64 uçuş gerçekleştiriyor.
Air France ve Jet Airways, Paris CDG ile Bengaluru, Delhi, Mumbai ve Chennai arasında haftada 33 sefer yapıyor.
Amsterdam Schiphol’den ise Jet Airways ve KLM, Delhi, Mumbai ve Bengaluru’ya haftada 31 uçuş icra ediyor.
Son olarak, Etihad Airways’in geçtiğimiz 6-7 yıl içerisinde sürdürdüğü inorganik büyüme stratejisi çerçevesinde, Jet Airways’te %24 oranında hisse sahibi olduğunu da hatırlatalım.
Havayolu Sektöründe İşbirliği Aşamaları
Havayolu şirketlerinin gerçekleştirebileceği işbirlikleri, Qantas tarafından bundan beş sene kadar önce bir sunum çerçevesinde hazırlanan grafikte gayet anlaşılır bir biçimde anlatılmaktadır.
X ekseninde şirketler arasındaki ilişkinin olgunluğu, Y ekseninde ise şirketler arası entegrasyonun derinliği bulunan grafikte, havayolu sektöründeki işbirliği aşamalarını dört safhaya ayrılmış:
1- Interline
2- Codeshare
3- Joint Business Agreements
4- Equity Partnerships
Grafiğin sağ tarafında ayrıca, işbirliği aşamalarının ticarî kıymetleri de verilmiş.
Yıllardan beridir interline ve codeshare anlaşmalarıyla adeta “deli pösteki sayar gibi” işlerin içinde debelenip duran sektör, buradaki grafiğe göre yorumlamak gerekirse artık üçüncü aşamaya geçti denilebilir.
İkili, hatta üçlü joint venture anlaşmaları, tam şirket birleşmelerinden önceki son durak şeklinde yorumlanabilir.
Interline ve codeshare ile yapılamayan bir çok şey, joint venture’lar sayesinde gerçekleştirilebiliyor.
Kâr-zarar ortaklığı, yolcularla olan ilişkilerdeki bütünsellik, ücret ve tarife yapısının senkronize edilmesi ve bunların dağıtımı, joint venture anlaşmalarının sağladığı faydalardan hemen akla gelenler.
Bunun bir sonraki aşamasında ise sınır-ötesi şirket birleşmeleri geliyor ki, Avrupa Birliği dahilinde hile-i şer’iye yoluyla zaten yapılmakta olan bu tür işbirlikleri, önümüzdeki beş sene içerisinde tamamen serbestleşebilir.
O dönem geldiğinde, hem mâlî hem de operasyonel açıdan güçlü olanlar ayakta durmaya devam ederken, bu şartları yerine getiremeyen şirketler ya kepenk kapatmak ya da büyük şirketlerin kanatları altına girmek zorunda kalacaklar.