Uçuş sırasında yolcu uçaklarının kabinleri içerisinde oluşan ortam, ortalama bir insanın her günkü hayatındakinden bir hayli farklıdır.
Kabin içerisindeki basınç düşüktür.
Yolcu uçaklarının büyük bölümünde, deniz seviyesinden 2.500 metre yüksekliğe denk gelen bir basınç uygulanır. Airbus A350 ve Boeing 787 gibi yeni nesil uçaklarda kabin içi basınç biraz daha artırılmış ve bu yükseklik, 1.800 metreye çekilmiştir.
Düşük basınç, uçuş süresi uzadıkça etkisini göstermeye başlar ve vücutta şişme eğilimi baş gösterir.
Vücudun, havadaki oksijeni absorve etme kâbiliyeti de geriler.
Bunların yanı sıra, uçakların içindeki havanın nem oranı da bir hayli düşüktür.
Uçağın Economy Class bölümündeki nem oranı %10-15 aralarında değişirken, Business Class’ta bu oran %5’e kadar gerilemektedir.
Yine yeni nesil uçaklarda, kabin içi nem oranı ortalama 4-5 puan kadar daha yüksektir.
Normal dışı bu şartlar sebebiyle, kişiden kişiye değişmekle birlikte, uçuş sırasında vücutta saatte 200-250 gr arasında su kaybı meydana gelebilir.
Uçakta İçki İçmenin İnsan Vücuduna Olan Etkileri
Dolayısıyla özellikle uzun uçuşlarda ne yenip ne içildiği, seyahat konforunu doğrudan etkilemektedir.
Kimi yolcular tarafından uçuş korkusunu yenmek için tüketilen alkollü içecekler, vücudun su kaybını (dehidrasyon) hızlandırmaktadır.
Bunun yanı sıra, kabin basıncının deniz seviyesine nispeten düşük olması, tüketilen alkolün etkisini artırır.
Hem baş ağrısı hem de sarhoşluk hissi normalden çok daha hızlı bir biçimde gelişir.
Bu durumla başa çıkabilmek için bol bol su içilmesi gerekir.
Veya daha iyisi, uçuş sırasında dehidrasyonu artıran kahve, çay ve kolalı ve alkollü içecekler yerine, mümkün mertebe su ve maden suyu gibi içecekleri tercih etmek daha doğru olacaktır.
Zira çay, kahve, kolalı ve asitli içecekler, vücutta diüretik etki göstermekte; yani vücut, söz konusu sıvılardan içtiğiniz miktarın 2-3 katı kadar su kaybetmektedir.