Türk Hava Yolları (THY), yolcu deneyimi noktasında bir hayli önemli bir etkisi olan uçak içi eğlence hizmetlerinde önemli bir adım attı.

THY Teknik A.Ş. ve Havelsan işbirliği ile geliştirilen kablosuz uçak içi eğlence sisteminin ilk olarak THY uçaklarında hizmete girdi.

İlk etapta, THY’nin koltuk arkası ekranları bulunmayan 44 adet dar gövde uçağında uygulanacak sistem ile yolcular kişisel elektronik cihazları üzerinden uçak içi eğlence sistemine bağlanabilecekler.

Hayata geçen sistem ile birlikte THY filosunda uçak içi eğlence sistemine sahip (AVOD) uçakların oranı bir anda %95 oranına ulaşacak.

Yolcular, kişisel cihazlarından uçak içi Wi-Fi ağına bağlanarak bu sistem için özel olarak hazırlanan medya içeriğini uluslararası uçuşlarda görüntüleyebilecek.

Kablosuz Uçak İçi Eğlence Sisteminin kişisel cihazlar (tablet, akıllı telefon ve notebook) aracılığı ile kullanılabilmesi için “Wi-fi Entertainment” isimli uygulamanın uçuş öncesinde akıllı telefonlara yüklenmiş olması gerekmekte.

Mobil cihazların yanı sıra yolcular, dizüstü bilgisayarlarından da Google Chrome tarayıcısı kullanarak Kablosuz Eğlence Sistemini kullanabilecek.

Bu sayede 250’den fazla film, 700’den fazla TV programı içeriği ve 2.000’i aşkın müzik albümüne ve 19.000’den fazla şarkı ve daha fazla içeriğe erişim mümkün hâle gelecek.

Çalışmalar Dört Senedir Sürüyordu

Havayolu 101 olarak yakından takip ettiğimiz kablosuz uçak içi eğlence sistemi çalışmaları, THY Teknik A.Ş. ve Havelsan işbirliği ile yaklaşık dört yıldır devam etmekteydi.

Zira uçuş sırasındaki konforla ilgili olarak havayolu sektöründe son dönemin en önemli tartışması, IFE sistemlerinin çehresinin gelecek yıllarda nasıl olacağına yönelik.

Bazı havayolu şirketleri, koltuk arkası ekranların var olmaya devam edeceğini savunarak yatırımlarına bu yönde devam ediyor.

Diğer bazı şirketler ise akıllı telefon ve tablet bilgisayar kullanımının son derece yaygın bir hale geldiğini belirterek, koltuk arkası ekranları kullanmak yerine, IFE içeriğini uçuş sırasında yayınlama (streaming) planları yapıyor.

Merkezî şekilde yayınlanacak uçak içi eğlence sistemlerinin önünde iki önemli engel bulunuyor.

İlki, özellikle Hollywood stüdyolarının, vizyona yeni giren filmlerin, kopyalanma riski sebebiyle bu şekilde yayımlanmasına yanaşmaması; bu yüzden de sistem dahilinde ancak nispeten eski içeriklerin bulunabilmesi.

İkincisi ise, yolcuların uçuş boyunca elektronik cihazlarını sürekli bir biçimde kullanmak zorunda kalmalarının getireceği ergonomi ve enerji kullanımı sorunu.

Öte yandan, hem uçağın toplam ağırlığını hem de teknik bakım maliyetlerini azaltması açılarından, merkezî sistemli IFE kullanımı, bir çok havayolu şirketi için cazip olabilir.

Ayrıca, koltuk arkası ekran bulunmayan nispeten eski uçaklarda veya koltuk arkası ekranları eski teknoloji ile üretilmiş olan uçaklarda, kablosuz uçak içi eğlence yayımı, yolcu deneyimine yeni bir soluk katabilir.

Uçuş esnasında eğlenceye yönelik içeriğin merkezî yayım şeklinde sunulması, yolcular tarafından bakalım ne kadar beğenilip benimsenecek?