Etihad Airways, Stratejisini Değiştirdi

Abu Dabi merkezli havayolu şirketi Etihad Airways, stratejisini değiştirerek küçülmeye başladı.

2018 yılının Ocak ayında göreve başlayan Etihad Airways Group CEO’su Tony Douglas tarafından yapılan açıklamada, şirketin daha “rasyonel” bir biçimde hareket edeceği ve ticarî açıdan verimsiz olan hatların kapatılmasından kaçınılmayacağı vurgulandı.

Bu çerçevede, Abu Dabi’nin Dubai’ye benzer bir küresel aktarma noktası olması hedefinden vazgeçildi.

Etihad Airways bunun yerine, öncelikli hedefi kârlılık olan ve daha ziyade noktadan noktaya (point to point) uçuşlara odaklanan, orta büyüklükte bir havayoluna dönüşecek.

İştiraki olan şirketlerle Etihad Airways Partners çatısı altında bir ittifak yapısı kurduğundan, Star Alliance üyesi havayollarının genelde işbirliği yapmadığı Etihad ayrıca, önümüzdeki dönemde söz konusu şirketlerle codeshare anlaşmaları imzalamayı amaçlıyor.

Şirketin stratejisinde böylesine radikal bir değişiklik kararı alınınca, gelecek yıllar için verilmiş olan uçak siparişlerinin iptali, işten çıkarma, hat kapama gibi konular da beraberinde gündeme geldi.

Yeni döneme ilişkin ilk adım geçtiğimiz Salı günü atıldı.

Daha önce grup çatısı altında her biri bağımsız bir biçimde hareket eden yedi farklı birim, doğrudan Tony Douglas’a bağlandı. (Operasyon, Ticaret, Teknik Bakım, İnsan Kaynakları, Finans, Destek Birimleri, Dönüşüm Birimi)

Gerçekleştirilen reorganizasyon sonrasında bazı yöneticilerin işten ayrılmak zorunda kaldığı da gelen haberler arasında.

Halihazırda 23.000 kişinin çalıştığı Etihad’da, 2016 yılında başlayan yeniden yapılanma süreci boyunca şimdiye kadar bir kaç bin kişinin işten ayrıldığı belirtiliyor.

Önümüzdeki dönemde Etihad’ın personel sayısının daha da azalabileceği söyleniyor.

Şirket 2017 yılında 1,5 milyar USD zarar etmişti.

Etihad – Airbus A380

Etihad Airways Partners

Basra Körfezi çevresinde konuşlanan havayolu şirketleri içerisinde kendilerinden en fazla bahsedilenler hiç şüphesiz ki Emirates, Qatar Airways ve Etihad Airways.

Bu üç şirketin en temel ortak yönü, stratejilerini özellikle Doğu – Batı ekseninde aktarmalı yolcu taşımak üzerine kurmalarıydı.

Ancak biraz daha yakından bakıldığında, hedefe ulaşmak için her üç şirketin de farklı yaklaşımları olduğu görülüyordu.

Emirates, yıllar içerisinde organik büyümeye odaklanıp filosunu Airbus A380 tipi süper jumbo uçaklarla büyüttü. Şu an filosu sadece Airbus A380 ve Boeing 777 tipi uçaklardan oluşuyor. Hiç bir havayolu ittifakına üye olmayan şirket, sadece 2013 yılında Qantas ile yaptığı geniş kapsamlı işbirliği anlaşması ile gündeme gelmişti.

Qatar Airways, 2013 yılının sonunda oneworld ittifakına girerek, bölgesindeki diğer iki rakibinden farklı bir yol izledi. Qatar Airways buna ilave olarak, 2015 yılının başlarında, aralarında British Airways’in de bulunduğu farklı havayollarının holding şirketi konumundaki IAG’den %10 oranında hisse satın aldı. Qatar Airways daha sonra bu payını kademeli bir biçimde artırarak 2016 yılının ortalarında %20’ye kadar yükseltti.

Etihad Airways ise Emirates ve Qatar Airways’e nispeten sektöre daha geç adım attığından, aradaki farkı hızlı bir biçimde kapatmak amacıyla tamamen farklı bir yol izledi. (Emirates’ten 18, Doha merkezli Qatar Airways’ten ise 9 yıl sonra)

Etihad, inorganik büyüme yoluna giderek, bir bakıma kendi havayolu ittifakının temellerini attı.

Kısa bir zaman zarfında gerçekleştirdiği hisse satın almalarıyla büyüyen şirket, Alitalia, Jet Airways, Air Berlin, Air Serbia, Air Seychelles, Darwin Airlines (Etihad Regional) ve Virgin Australia’ya ortak oldu.

Bu şirketleri Etihad Airways Partners çatısı altında bir araya getiren Etihad, 2005 yılında 1 milyon yolcuya hizmet veren şirket hızla büyüyerek, 2016 yılında 18,5 milyon yolcuya ulaştı.

Etihad Airways Partners (2016)

Kaçınılmaz Son

Etihad’ın 2011 yılında başlattığı büyüme hamlesi, 2016 yılının sonlarından itibaren bir duraklama dönemine girdi.

Şirketin sürdürdüğü stratejik plan çerçevesinde hisse alımı ve sonrasındaki yatırımlar için 4 milyar USD harcama yaptığı hesaplanıyor.

Özellikle İtalya’nın bayrak taşıyıcı şirketi Alitalia’nın 2017 yılında bir kez daha iflas noktasına gelmesi, Etihad’ın stratejisi için tam manasıyla bir sükut-u hayal olmuştu.

Zaten Etihad tarafından yapılan bir açıklamada, ortak olunan şirketlerin bazılarının iş modellerinin yeniden yapılandırılmasında, hiç beklenmeyen zorluklarla karşılaşıldığına dikkat çekilmişti.

Kuruluşundan beri Etihad’ın başında olan James Hogan, 1 Temmuz 2017 tarihi itibarıyla görevinden ayrılmaz zorunda kalmıştı.

Aynı tarihlerde kamuoyu ile paylaşılan bir başka kararda, Etihad’ın özellikle Avrupa’daki yatırımlarını gözden geçireceği vurgulanıyordu.

Her ne kadar bire bir aynı olmasa da, Swiss Air’in 1990’lı yıllarda sürdürdüğü “hunting” politikasının ne şekilde sonuçlandığını bilenler, Etihad’ın gelmiş olduğu noktayı kaçınılmaz bir son olarak değerlendiriyor.


Posted

in