İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılış töreninin yankıları devam ederken, İstanbul’un ikinci büyük havalimanı olan Sabiha Gökçen (SAW) ile ilgili önemli iddialar yeniden gündeme geldi.
Bilindiği üzere, yeni havalimanı hakkındaki tartışmalar arasında en sık dile getirileni, İstanbul kent merkezine olan uzaklığı ve ulaşım imkânları.
Bu yüzden özellikle İstanbul’un Anadolu yakasında oturanların, Türkiye iç hatlarında yapacakları uçuşlar için SAW’ı tercih etmeye başlayacakları iddia ediliyor.
Bilhassa, THY’nin Türkiye içerisindeki en kuvvetli pazarı olan İstanbul – Ankara hattının, son derece olumsuz bir biçimde etkileneceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Bunun farkın olan Türk Hava Yolları (THY) yönetiminin, bir süredir SAW’ın işletmesini satın almak üzere girişimlerde bulunduğu söyleniyordu.
Hürriyet Gazetesi’nden Uğur Cebeci, THY ile SAW’ın mevcut Malezyalı işletmecisi arasında görüşmelerin son aşamaya geldiği ve söz konusu devir işleminin her an yapılabileceğini iddia etti.
Cebeci ayrıca, THY’nin SAW’ı devir almasının ardından, buradan uzun menzilli uçuşlara da başlayacağını belirtti.
Bu iddianın gerçeğe dönüşmesi halinde, İstanbul Yeni Havalimanı’nın şu ana kadar yapılan tüm iş planı projeksiyonlarının olumsuz yönde güncellenmesi gerektiğinin altını çizmemiz gerekiyor.
Zira mesela SAW ile New York JFK arasında başlatılacak yeni bir sefer, sadece iç hat yolcularının değil, İstanbul’un Anadolu yakasından ABD gibi uzun menzilli bir noktaya seyahat edecek yolcuların da yeni havalimanından kaçınmasını beraberinde getirecektir.
Ayrıca SAW’da uzunca bir süredir devam eden ikinci pist inşaatının, 2019 yılında tamamlanması hedefleniyor.
THY ve Yeni Havalimanı
Uğur Cebeci’nin yazısındaki bir diğer iddia ise THY ile yeni havalimanı yönetimine ilişkindi.
Cebeci, THY’nin, İstanbul Yeni Havalimanı’nın ortaklarından Limak ve MNG’nin hisselerini satın almak için girişimlerde bulunduğunu ve iki ortağın yüzde 20’şer hisseleri için 200’er milyon Euro ödeyeceğini belirtiyor.
Böyle bir durumda THY’nin, yüzde 40 oranıyla İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş’nin en büyük hissedarı konumuna geleceğinin altını çizmek gerekiyor.
Terminalin tasarımı sürecinde istek ve tercihlerini kabul ettirmekte zorlanan THY’nin bu sayede, havalimanı genelinde bir çok değişikliğe gidebileceği iddia ediliyor.