Aralık ayındayız.
Havalar giderek soğuyor.
Dünyanın kuzey yarım küresindeki bir çok havalimanında özellikle geceleri hava sıcaklığı, sıfır dereceye yaklaşıyor ve hatta altına iniyor.
Bu yüzden, hava karlı olmasa bile uçaklara anti-icing ve de-icing uygulaması yapılması gerekebiliyor.
Standart uygulamada bu işlem, uçakların yanına gelen de-icing araçlarıyla ve uçaklar park pozisyonundayken gerçekleştiriliyor.
Ancak Avrupa’daki bir çok meydanda, çevresel sebeplerden dolayı park pozisyonlarında de-icing operasyonuna izin verilmiyor.
Bu iş için özel olarak belirlenen de-icing alanları, mümkün olduğunca pist eşiklerine yakın tutuluyor.
Norveçli firma MSG Production ise de-icing işlemi için alternatif bir yöntem geliştirmiş.
Uçakların anti-icing ve de-icing uygulaması için, tam otomatik otomobil yıkama sistemlerine benzer bir mekanizma üretilmiş.
Böylece hem söz konusu işlemin daha hızlı bir biçimde tamamlanması sağlanmış hem de kullanılan kimyasal sıvıların daha etkin bir biçimde toplanarak, çevreye zararı azaltılmış.
Aynı mekanizma, uçakların yıkanması için de kullanılabiliyor.
Bilindiği üzere, temiz uçaklar, kirlilere nispeten daha az yakıt sarf ediyor.
Uçakları yıkamanın zorluğu düşünüldüğünde, filosunda çok sayıda uçak bulunduran havayolları için, hub olarak kullandıkları havalimanlarında buna benzer bir tesis kurmak faydalı olabilir.
Bununla birlikte, benzer sabit de-icing sistemlerini, ABD’nin bazı havalimanlarında görmek mümkün.
Philadelphia Havalimanı’ndaki sabit de-icing kolları ve New York JFK’deki kızıl ötesi dalgalar göndererek çalışan hangar sistemi, alternatif olarak sayabileceğimiz diğer iki örnek.