Uçak yolculuğunun en rahatsız eden noktalarından olan ve son yıllarda medyada sık sık haberlerine rastladığımız türbülans konusundaki veri paylaşımı çalışmaları giderek yaygınlaşıyor.
2018 yılının Aralık ayında, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), havayollarının türbülans verilerini paylaşıp kullanabileceği yeni bir platformun tanıtımını gerçekleştirmişti.
Söz konusu platforma, Turbulence Aware adı verilmişti.
Uygulamaya üye olan havayolları, kokpit ekiplerinden gelecek olan türbülans verilerini gerçek zamanlı bir biçimde buraya aktarıyor ve burada biriken verileri kullanma imkânına sahip oluyor.
IATA, havayolu sektöründe “büyük veri” (big data) kullanımına güzel bir örnek teşkil eden bu uygulamada, Snowflake Software adlı yazılım firması ile çalışıyor.
Turbulence Aware sayesinde hem türbülans tahminlerinin hem de halihazırda belli bir rota üzerinde mevcut olan türbülanslardan kaçınmanın çok daha kolay hale geleceği belirtiliyor.
Pilotlar, uçuş boyunca yanlarında bulunan tablet PC’ler üzerinden kolaylıkla ulaşabilecekleri bu uygulama sayesinde, rota üzerindeki türbülans noktalarını anlık bir biçimde görebiliyor.
Böylece uçağın rotasında küçük değişiklikler yapılarak, yolcuların konforunun bozulmaması sağlanıyor. Aynı uygulamada, muhtemel türbülansların şiddetini de görmek mümkün oluyor.
Pilotlar, çok şiddetli olmayan türbülanslarda, rota değiştirip zaman ve akaryakıt sarf etmek yerine, kabin ekibini ve yolcuları bu durumla ilgili olarak ikaz ederek, rota değişikliği yapmaksızın uçuşa devam edebiliyor.
Türbülans Verisi Paylaşımı Yaygınlaşıyor
Türbülans verisi anonim bir biçimde paylaşılarak, havayollarının ticarî operasyonlarına ilişkin mahremiyetin korunması sağlanıyor.
İlk aşamada Delta Air Lines, United Airlines ve Aer Lingus, bu programa üyelik için anlaşma imzalayan şirketlerdi.
Günümüzde ise bunlara Air France, American Airlines, Cathay Pacific, China Southern Airlines, easyJet, Japan Airlines, Lufthansa, Qantas, Qatar Airways, Southwest, Swiss ve WestJet de eklenmiş durumda.
Programa üye havayollarının faaliyet gösterdikleri bölgeleri şöyle bir gözümüzün önüne getirdiğimizde, dünyanın çok geniş bir kesiminin kapsam altına alınmış olduğunu söyleyebiliriz.
Neticede, havayolları arasındaki veri paylaşımı sayesinde yolcular için daha konforlu uçuşlar elde edilirken, özellikle ani türbülanslarda yaşanan yolcu ve kabin ekibi yaralanmaları da en aza indirilecek.
Ayrıca türbülansların sebep olduğu hız kaybı sebebiyle meydana gelen akaryakıt kayıpları ve buna bağlı karbon emisyonu salınımı da düşecek.