Son günlerde bana ulaşan şikayetlerin başında, “İstediğimiz zaman uçamıyoruz. Ya uçuş yok, ya da inanılmaz pahalı. Business Class bilet almak zorunda kalıyoruz” şeklinde yorumlar geliyor.
2003’te havayolu, “Halkın yolu” olmuştu.
Özel sektörün önündeki engeller kalkmıştı. Seferler artmış, çapraz uçuşlar başlamıştı.
Daha da gelişme bekliyorduk. Türk havacılığı büyük bir hızla büyürken bu durum halka da yansımıştı…
Ama bu yıl işler tersine döndü. Önce biletlere konulan üst limit, fırlayan dolar ve yükselen yakıt fiyatları nedeniyle neredeyse şirketler için ‘alt limit’ haline geldi.
Sonra ekonomik krizle birlikte yolcu sayısı bıçak gibi kesilmeye başladı.
Şirketler önce seferlerini azalttı. Özel şirketler bir bir iç hat noktalarını kapadı. Uçaklar daha fazla talebin olduğu dış hat seferlerine yönlendirildi.
Örneğin Türk Hava Yolları, yere indirmek zorunda kaldığı 737 MAX uçakları nedeniyle iç hatlarda büyük sorun yaşıyor. 12 uçak yerde.
Önümüzdeki aylarda da gelecek 737 MAX’lerle birlikte toplam filo 24’e çıkacaktı.
Yer Bulunmuyor
Yarın acil bir işiniz çıksa bırakın tatil noktalarını, bir yere gitmeye çalışsanız bilet almak neredeyse imkansız. Yarın, öbür gün, bir sonraki gün; bilet yok…
Sektör dışındaki arkadaşlarımızla konuşurken hep laf döner dolaşır havayollarına gelir.
Bu yıl tatil planlarımı sorduğum arkadaşlarımın ki çoğu beyaz yakalı çalışanlar; “biletlerimizi iyi ki aylar önce satın alabildik” diyor.
Hatta gülerek, “taksitlerini bitirdik” diye ekliyor.
Otobüs, Halkın Yolu Oldu
Kalanlar ise, “Yıllar sonra otobüse döndük” diye cevaplıyor. Hatta Pollyannacılık oynayanlar, “Uzun uçuş, pardon, otobüs yolculuğunda koca kitabı okudum” diye gülerek cevaplıyor.
Kendi aracı ile gidenler de çok.
Hafta sonu Antalya’ya otomobili ile gidenleri de gördüm.
Bakalım turizm yavaşlayınca havayolları iç hatlarda nasıl bir yol izleyecek?
Zam kaçınılmaz ama…
Bilet fiyatları artınca havayolları tekrar iç hat seferlerine dönecek mi?
Bu sorunun cevabı biraz da ekonomik krizle ilgili…