İstanbul’da Atatürk Havalimanı yolcu uçağı seferlerine kapatılıp yeni havalimanı hizmete girdiğinden bu yana, Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) ilginç bir pazarlama taktiği uyguluyor.

SAW, yaptığı tüm iletişimde uzunca bir zamandır, “İstanbul’un şehir havalimanı” vurgusunu kullanıyor.

Bu şekilde, yeni havalimanının kent merkezine olan uzaklığına karşın, SAW’ın özellikle Anadolu yakasında ikâmet edenler için çok daha rahat bir biçimde ulaşılabilir olduğuna dikkat çekiliyor.

SAW buna şimdi de, “zaman kazandıran havalimanı” ibaresini ekledi.

Mayıs ayında denenmeye başlanan Biyometrik Otomatik Geçiş Sistemi‘ne ilişkin bir video yayımlayan SAW, yolcuların bu sayede zamandan tasarruf ettiğini belirtiyor.

Yolcu sayısı bakımından ülkemizin ikinci en işlek meydanı konumundaki SAW, hızla artan yolcu sayısı ile baş edebilmek için bu gibi teknolojik çözümlere başvurarak hem yolculara zaman kazandırıyor hem de terminal kapasitesini artırmış oluyor.

Otomatik Pasaport Kontrol Uygulaması Nasıl Çalışıyor?

Yolcular yeni çipli pasaportlarının yanı sıra, daha önceden sisteme kayıt ettikleri parmak izlerini ve yüzlerini, özel hazırlanan pasaport bankolarında taratıyorlar.

Yolcuların parmak izi ve yüzü, veri tabanındaki kayıtla eşleştiriliyor.

Sistemin onay vermesi halinde, pasaport bankosunda bulunan kayar kapıyı açılarak yolcuların geçişi sağlanıyor.

Her bir yolcunun otomatik bir biçimde pasaport kontrolünü tamamlaması bir ilâ bir buçuk dakika kadar sürüyor.

Yeni sistem sayesinde bir yandan yolcu geçişleri hızlanırken, diğer yandan da bu noktalarda çalıştırılacak pasaport kontrol polislerinin sayısından tasarruf ediliyor.

Sistemin yakın bir süre sonra, yurtdışı geliş noktasındaki pasaport sistemlerine de entegre edilmesi planlanıyor.